28 Ağustos 2009 Cuma

Geleceğe Güvenle Bakmak

Her kadın; geleceğini şimdiden görmek ister ve bu konuda tüm gerekeni yaparlar. Ancak bir kadın geleceği belirsizleşirse ve hayatında birisi varsa vay o birisinin haline gerçekten kendisini nasıl bir yaşamın beklediğini herkez merak eder ancak bir kadın kadar hiç kimse merak edemez. Bu yüzden eşler ve boy friendler sizlere tavsiye eşinize hep gelecekle ilgili planlar sunun ve sürekli fikrini sorun bu konuda boş kalmasınlar.

Elma Sirkesi Zayıflatırmı

Prof.Dr.Ahmet Maranki'den Zayıflamak İçin Elma Sirkesi Kürü ve Hazırlanışı; 1 bardak suya 2 yemek kaşığı kadar elma sirkesi ve 1-2 tatlı kaşığı bal katarak, günde 3 kez, mümkünse yemeklerden önce içilmelidir. Özellikle gece yatmadan önce ve sabahları aç karnına içtiğiniz bir bardak elma sirkesi-bal karışımı vücudumuzdaki yağların ve toksinlerin atılmasını sağlar rahatlık verir. Balın enerji verici özelliğide gün boyu kendinizi halsiz ve yorgun hissetmenize engel olur.

10 Mart 2009 Salı

Rezene

Rezene, öksürükte balgam söktürücü, özellikle bebekleri ve küçük çocukları yatıştırıcı ve mide şişkinliklerini giderici olarak geliştirilmiş pek çok ilaçta etken madde olarak kullanılır. Kullanımı kolay olduğu için, sindirim sorunu olan bebeklere ve küçük çocuklara rahatlıkla verilebilir.Rezene, sindirim sistemi kramplarını çözücü etkiye de sahiptir. Anne sütünü arttırır. Bebek mamalarına rezene çayı karıştırıldığında, gaz sancıları yaşanmaz. Sindirim sorunlarından kaynaklanan baş ağrılarını da dindirir. Kısaca ve genellikle, sindirim problemleri, şişkinlik, iştahsızlık, balgamlanma, adet görme zorlukları, göz kapağı iltihabı ve sinirlilik hallerine karşı başarıyla kullanılabilir.

Bitki çayının özellikle öksürüğe ve akciğer hastalıklarına, boğmaca ve astım kramplarına karşı kullanılmasında büyük yarar vardır. Migrene karşı da denenmelidir. Bazı migren türlerinin kaynağı mide rahatsızlıkları olabilir.Rezene mideyi rahatlattığına göre, migren ağrısını da azaltabilir veya geçirebilir. Yorgun,iltihaplı veya iyi göremeyen gözler rezene çayı ile günde 2-3kere yıkanabilir veya bitki buğusuna tutulabilir.
Rezene çayı: 1-2 tatlı kaşığı rezene tohumu havanda hafifçe ezilir, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür.

İştah açıcı olarak yemeklerden yarım saat önce, sindirimi uyarmak veşişkinliği gidermek için yemekten sonra,tatlandırılmadan içilir.
Öksürük ve akciğer hastalıklarına karşı, günde 3-4bardak taze demlenmiş sıcak çay biraz balla tatlandırılarak yudumlanır. Şeker hastaları tatlandırmaz.
Göz banyoları için de bu çay kullanılır.

Karışım:Rezene-anason-frenk kimyonu eşit oranda karıştırıldığında, hem daha etkili, hem de daha lezzetli bir çay hazırlanabilir. Demleme biçimi aynı rezene çayı gibidir.

Buğu tedavisi: 1-2 yemek kaşığı dolusu rezene tohumu havanda hafifçe ezilir, yarım veya bir litre kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, büyük bir havluyla kafa örtülür ve gözler 5-10dakika boyunca etkilenmeye bırakılır. Rezene banyo kabına çok yaklaşılmamalı, buhar banyosundan sonra hemen serin havaya çıkılmamalıdır. Bu banyo suyu ısıtılarak iki kere daha kullanılabilir.

Tentür kullanımı:Foeniculum Ø, D1 veya D2 seyreltileri, iştahsızlık,şişkinlik, öksürük astım ve anne sütünü arttırma gibi durumlarda etkilidir. Günde pek çok kere, 10-15 damla, yarım yemek kaşığı ılık suya eklenerek alınır.
Göz tedavisinde, de kullanılabilir. Yarım bardak ılık suya 40-50damla tentür eklenir, göz banyosu veya kompres biçiminde kullanılır.

Eterli uçucu yağ: Kesme şekere 2-3 damla emdirilerek veya yarım bardak ılık suya 8-10 damla damlatılarak, ses kısıklığına ve boğaz ağrısına karşı gargara biçiminde kullanılır. Gargaradan sonra tükürülür.

9 Mart 2009 Pazartesi

Menapoz (menopoz) İçin Bitkisel Çözümler

Kadınlar, menopozda sıcak basmasından uyku bozukluğuna kadar birçok sorunla karşılaşıyor. 'Kadın kimliğimi kaybediyorum' endişesi ise bu dönemde kadınların psikolojik sorun yaşamasını tetikliyor.
Dr. Ender Saraç , şifalı bitkilerin menopozda yaşanan sorunlara karşı önemli bir silah olduğunu belirterek menopozda doğal tedavinin yerini şöyle anlattı: 'Doğal tedavilere yönelip ilaçları reddetmek ne kadar yanlışsa kimyasal ilaçları kullanıp doğal yöntemleri reddetmek o kadar yanlış.
Bu iki görüşü de tıbbi yobazlık olarak görüyorum. Sadece hap ve ilaç vermekle kesinlikle yüzde 100 şifa elde edilmez, aynı zamanda diyet, beslenme, egzersiz, yoga, meditasyon ve yardımcı maddelerin alımı çok önemli.'

Meme kanserine soya
'Menopozu doğal şekilde atlatmak mümkün mü?' sorusunu ise Saraç şöyle yanıtladı:
'Östrojen açığı, doğal ve bitkisel prepatlarla kapatılabilir. Östrojen hormonu içeren bazı bitkiler ve gıdalar var. Örneğin, soyadan elde edilen doğal östrojen normal östrojene göre yan etkileri yüzlerce misli daha düşük. Kanser riski yok denebilecek kadar az. Soyayla beslenen toplumlarda meme kanserine pek rastlanmıyor.
Soyanın yanı sıra doğal östrojen içeren bitkisel preparatlar, bitkisel çaylar ve otlar tüketmek yararlı olabiliyor. Bunların yanında kalsiyum, magnezyum, çinko ve boron alınması gerekiyor.' Hormon ilacı kullanmak zorunda olanların bu ilaçları, bitkisel tedavi edicilerin yanında daha düşük dozda alabileceklerini belirten Saraç, hormon tedavisine gerek duyulan durumları şöyle sıraladı: 'İleri derecede kemik erimesi riski, dayanılmayacak derecede şikayetler var ise ailede meme kanseri riski , kanda pıhtılaşma, inme, kalp hastalığı gibi riskler yoksa kişi kendini gerçekten iyi hissetmiyorsa bu kişiye kimyasal hormonlar verilebilir.'
Östrojen depoları
Adaçayı: Doğal östrojenler içeriyor. Ateş basması, gece terlemeleri gibi menopoz şikayetlerinde etkili.
Soya fasulyesi: Soyadan elde edilen ve doğal östrojen olan isoflavonlar, menopoz şikayetlerini hafifletiyor.
Civan perçemi: Doğal östrojen kaynağı olan bitki menopoz şikayetlerinin giderilmesinde çok yararlı.
Anason: İçinde belli oranda doğal östrojenler ve buna benzer maddeler var. Menopoz sıkıntılarının yanı sıra uyku bozuklukları, gaz kolit, hazımsızlık şikayetlerine iyi geliyor.
Maydanoz: Doğal östrojenler içeren maydanoz menopoz şikayetlerini gidermek için etkili.
Kızıldereli otu: Kızıldereli kadınlar belli bir yaşa geldikten sonra birtakım rahatsızlıklarını gidermek için bu bitkiyi kullanıyorlardı. Bu bitki Türkiye'de de bulunuyor.
Evening Primerose Oil (Çuha çiçeği yağı): Kızılderililer'den kalma bir bitki. Özellikle gece yatarken kullanılıyor. Bitkinin içinde östrojen yok. Ancak ateş basmaları, gece terlemeleri gibi şikayetlerin dışında egzamalara, kolesterole, kaşıntılara, adet sancılarına karşı etkili.

6 Mart 2009 Cuma

Kadını Yalnızlaştıran Utanç: İdrar Kaçırma

Özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan ‘idrar kaçırma’ sorunu kadını sosyal hayattan koparıp yalnızlaştırıyor. Öksürürken, hapşırırken, hatta gülerken idrar kaçıran kadınlar, aile ortamında dışlanıyor. Giysilerini, yatağını ya da oturduğu koltuğu ıslattığı için birlikte yaşadığı geliniyle, hatta kızıyla bile arası açılabiliyor. Komşusuna bile gidemez duruma geliyor, çevresiyle bağlarını koparıyor. İdrar kaçırma problemi kariyer kadınını da etkiliyor. Mesai saatleri içinde sık sık üstünü değiştirmek ve iş toplantılarını petle yönetmek zorunda kalan kariyer kadınının işyerindeki verimi ve motivasyonu sekteye uğruyor.Oysa kadına sosyal hayatı kabusa çeviren idrar kaçırma probleminden on dakikalık bir cerrahi müdahaleyle kurtulmak mümkün. Ancak kadınlar, ‘utanıp’ anlatamadığı ve idrar kaçırmayı ‘kader’ olarak kabul ettiği için yıllarca bu sorunla yaşamaya devam ediyor…

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Merkezi ve Kadın Doğum Bölümü Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Kadir Savan; kadında sosyal, psikolojik ve fiziksel travmalara neden olan ‘idrar kaçırma’ sorunuyla ilgili şu bilgileri verdi:

• İdrar kaçırma; istem dışı idrarını tutamama ve farkında olmadan idrarını boşaltma durumudur. Normalde herkeste (kadın ve erkek), idrar torbası normal kapasitesine kadar dolduğunda, beyinde uyarılmayla idrar yapma isteği oluşur. Ancak bazı durumlarda; gerek kadınlarda, gerek erkeklerde (ama çoğunlukla kadınlarda) idrar torbası tam dolmadan ya da tuvalete gitme isteği oluşmadan idrar kaçırılır. Hasta, idrarını tutamaz. Hatta bazen idrarını kaçırdığını bile fark etmez. Sadece üzerini ıslattığı zaman idrar kaçırmış olduğunu anlar.

• Eğer hasta; öksürünce, hapşırınca, gülünce, ağır bir şey kaldırınca, perde çekerken hatta otururken idrar yapıyorsa ‘idrar kaçırma’ sorunu var demektir. Bazı hastalar ise suyun sesini duyunca veya oturmuş misafiriyle sohbet ederken ve her şey normalken bir anda idrarının geldiğini hisseder. Çoğu zaman da tuvalete yetişemeden altını ıslatır. İşte bu durumlar idrar kaçırmanın başka bir şeklidir. Bu durum daha çok sinir sistemi hastalıklarına bağlı olarak gelişir.

Ailede dışlanıyor komşuya bile gidemiyor • Kadınlar genellikle idrar kaçırmayı kaderleri olarak kabul ediyor ve gizliyorlar. Önce utanıyorlar sonra da kendilerini toplumdan soyutluyorlar ve içlerine kapanıyorlar. Ardından ailede, sorunlar başlıyor. Evinde oturduğu koltuğu, yatağı, giysilerini ıslattığı için ailesiyle kendisi arasında sorunlar yaşıyor. Geliniyle hatta kızıyla bile arası açılıyor. Hasta bir süre sonra dışarı çıkamaz duruma geliyor. Dışarı çıktığında idrar kaçıracağı korkusuyla eve kapanıp kalıyor. Komşusuna bile gitmiyor, dostlarından uzaklaşıyor. Sosyal hayatı kalmıyor. Tüm bunlar hastada depresyon, panik atak ve psikolojik sorunlara yol açıyor.

Cinsellikten soğuyor• İdrar kaçırma, eşlerin cinsel hayatını da bozuyor. Çünkü ilişki esnasında hasta idrar kaçırabiliyor ve bu da hastada eşine karşı bir mahcubiyet duygusunun oluşmasına yol açıyor. Bunun sonucunda erkek de kadın da birbirleriyle birlikte olmaktan kaçınıyor. İlişkide bu tür problemler ortaya çıkınca, erkekte kadına karşı bir soğukluk duygusu baş gösteriyor.
Kariyer kadınını da vuruyor

• Her kesimden kadını etkileyen idrar kaçırma sorunu kariyer kadınını da olumsuz etkiliyor. 30-35 yaşında, kariyer sahibi, iş hayatının içinde aktif olarak bulunan bir kadında idrar kaçırma başladığında, ciddi sorunlar yaratabiliyor. İş toplantılarına gitmekten kaçınmaya başlıyor ya da toplantı sırasında sık sık ara verip tuvalete gidiyor. Sürekli pet kullanmak zorunda kalıyorlar. Ama pet kullansalar bile, idrar kaçırınca toplantı arasında, iş günü içinde sık sık tuvalete gidip pet değiştirmek zorunda kalıyorlar. Bu da kadının iş verimini, performansını ve iş arkadaşlarıyla ilişkilerini zayıflatıyor.


Kader değil çözümü olan bir hastalık• İdrar kaçırma; dünyanın her tarafında, normal doğum yapmış kadınların yaklaşık yüzde 25 ila 30’unda görülür. Yaklaşık üç doğum yapmış kadından birisinde az veya çok idrar kaçırma görülür. Bir başka deyişle, 3-4 kadından birinde rastlanıyor. Bu da çok yüksek bir rakam. Ancak bu sıklığa rağmen hastaların çok az bir kısmı doktora müracaat ediyor; çünkü utanıyorlar. Bunu kader olarak kabul ediyor, normal doğumun, menopozun ve yaşlılığın doğal bir sonucu olduğuna, bu sorunla birlikte yaşaması gerektiğine kendilerini inandırıyorlar.

• Oysa idrar kaçırma kader değil, çözümü olan bir hastalıktır. Bugün tedavide son derece yüz güldürücü sonuçlar almaktayız. Özellikle hasta erken gelirse, tedavi şansı ve başarı oranı çok yüksektir. O nedenle diyoruz ki; ne olur idrar kaçırma şikayetleriniz başladıysa bir an önce hekime gidip, zamanında tedavi olun. Çünkü erken dönemde gelirlerse, bazı ilaçlar ve bazı egzersizlerle, ameliyata bile gerek kalmadan tedavi edebiliriz. Ama gecikirlerse hem idrar torbasında bozukluk ve sarkmalar, hem de sinir sistemindeki sorunlar daha da artar. O yüzden erken tedavi çok önemli.

• Hastalığın tedavisinde önemli olan idrar kaçırmanın hangi tip olduğunu belirlemektir. Tipini belirledikten sonra, tedavi yöntemine karar veriyoruz. Sinir sistemine bağlı olanların tedavisi tıbbi, doğumdan kaynaklı sarkmalara bağlı olanların tedavisi ise ameliyattır. Eğer hastalık erken teşhis edilmişse; ilaç tedavisiyle birlikte, ‘idrar torbası günlüğü’ dediğimiz işeme programı ve bir de perine bölgesi egzersizleri veriyoruz. Bunların üçünü yaptığımızda yüzde 60-70 oranında hastalar toparlanır, adaleler güçlendiği için idrar torbasını kasarak yukarı kaldırır ve idrar kaçışını önler. Ameliyata gerek kalmaz.

10 dakikada yepyeni bir hayat• Eğer geç kalındığıysa; en önemli şey, öncelikle sinir sisteminde bir sorun olup olmadığını tespit etmek. Acaba hastada, mesanenin sinirsel uyarısına bağlı oluşan bir idrar kaçırma mı var ona bakarız. Sinirsel idrar kaçırma olan hasta; oturmuştur, misafiri vardır ve birden idrar yapma isteği gelir. Bu türler genellikle sinirsel bozukluğa bağlıdır. İşte o zaman acaba beyinde, omurilikte bir bozukluk, Parkinson, MS, Alzheimer var mıdır veya şeker hastalığının yan etkisi midir, sinirlerde hasar var mıdır bunları değerlendiririz. Bunlara bağlıysa, tedavisini özellikle, ilaç, egzersiz ve fizik tedaviyle yaparız.

• İdrar kaçırma bunların hiçbirinden kaynaklanmıyorsa; hasta öksürünce, hapşırınca, ağır bir şey kaldırınca, gülünce idrar kaçırıyorsa, idrar torbasında da sarkma varsa, tedavisi ameliyattır. Ameliyatı ya karından yapıyoruz ya da küçük bir kesi ile vajinal bölgeden idrar torbasının boynunu kalça kemiğinin iç yüzüne asıyoruz. Küçük, on dakikalık bir ameliyattır. Bu ameliyatla hastaların yüzde 95’e yakınında olumlu sonuç alabiliyoruz.

İlk neden normal doğum• İdrar kaçırma özellikle normal doğum yapmış kadınlarda daha sık görülür. Normal doğum, doğum yollarını zedelediği için en önemli idrar kaçırma nedenidir. Çünkü bebeğin doğum kanalından çıkması sonucu, idrar torbasında zedelenmeler ve travmalar oluşur. İdrar torbasının boynunu yukarı asan adaleler; zor, müdahaleli ve iri bebek doğumlarından dolayı zedelenir ve boyun kısmını kapatamaz. Kapatamayınca da hasta idrar kaçırır. Yani normal doğum sırasında idrar torbasının yapısı bozulur. Normal yollarla doğuran kadınlarda, sezaryendekinden en az 10-15 kat daha fazla idrar kaçırma olur.

• İkincisi sinir sistemine bağlı idrar kaçırmalardır. Hastada sinir sistemini bozan (Parkinson, Alzheimer ve kadınlarda daha sık görülen MS hastalığı, beyindeki herhangi bir rahatsızlık, beyin kanaması veya travması geçirmiş olmak, omurilikte zedelenme) sorunlar ve hastalıklar varsa, idrar kaçırmaya neden olabilir. Hatta bazı durumlarda idrar kaçırma MS hastalığının ilk belirtisi olabilir. Hasta bu belirtiyle geldiği zaman bu tür hastalıkları da erken teşhis etme şansı doğar. Hastaların bir kısmında MS hastalığının teşhisini koyup, hastalığı ortaya çıkarabiliyoruz. İdrar kaçırmanın altında yatan nedenlerden biri de şeker hastalığıdır. Buna da dikkat etmekte fayda var.

MS’i yakalatan belirti• Eğer idrar torbasında bir sarkma yoksa, idrar kaçırma; özellikle sinir sistemi hastalıklarında bir erken belirti olduğu için, erken teşhis konulmasını ve hastaları doğru yönlendirmeyi sağlayan çok önemli bir erken belirtidir aslında. O yüzden kadınlar idrar kaçırıyorsa, ihmal etmemeli ve MS ile şeker hastalığı yönünden dikkatle araştırılmalı.

• Bazen de hastanın kullandığı kalp ve tansiyon ilaçları idrar torbasının çalışma mekanizmasını bozabiliyor ve idrar kaçırmaya neden olabiliyor. Bazı hastalar, özellikle kabızlık ya da karın içi basıncın artmış olduğu durumlarda, idrar kaçırabilirler. Menopoz dönemi de önemli bir etken. Menopoz döneminde, özellikle ellili yaşlardan sonra kadınlarda idrar kaçırma gittikçe artıyor.

Lazer Lipoliz Nedir

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Plastik-Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar, lazer lipolizin bölgesel yağlardan kurtulmanın kolay ve kestirme yolu olduğu için tercih edildiğini belirtiyor. Pek çok kadın için bölgesel yağlar, fazla kilolardan daha çok sorun oluşturuyor. Ancak son yılların trendi olan Lazer Lipoliz bölgesel yağların yok edilmesinde en kestirme yöntem olarak tercih ediliyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Plastik-Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar, lazer lipoliz yöntemini şöyle anlatıyor: “Kısaca lazer lipo olarak da bilinen yöntem lazer enerjisinin yağ dokusu içerisine bir fiber aracılığıyla gönderilip; parçalanması ve hasarlanması esasına dayanır. Gevşek deriyi de bir miktar
toparlama özelliği nedeniyle, bu bölge için oldukça ideal bir yöntem olarak görünüyor. Bu özellik kollajen üretimini uyarmasına bağlanır. Bu etki ve parçalanan yağların emilmesi ile sonuçlar 6 hafta sonra görünmeye başlar ve 4 ay boyunca gelişme devam eder. Etkisi uzun vadede çıktığı için yaz hazırlıklarına çok geç kalmadan başlamak gerekir.”
Hızlı ve etkili sonuçLazer lipoliz yönteminin lokal anestezi altında yapıldığını belirten Dr. Karacalar, “İşlem sonrası morluk ve şişliğin az olması yanında hızlı bir işlem olarak çağımızın gereklerine uygun bir yöntem olduğu da söylenebilir” diyerek vücudun hangi bölgelerine uygulanacağı konusunda şunları söylüyor:“Lazer lipoliz, daha önce liposuction yapılan bölgelerde, revizyon ve rötuş için de uygun bir tekniktir. Erkeklerde meme büyüklüğü tedavisinde, sırt gibi sert bölgelerde, çene altı ve çene konturu bölgesinde, bacak içi, kol iç yüzü ve bel gibi dokunun gevşeme eğiliminde olduğu bölgelerde oldukça etkilidir. Aynı yöntemle koltuk altı terlemesi gibi sorunlarda ter bezlerini hasarlayarak terleme ve koku sorunlarını giderebilmektedir. Yapılan çalışmalarda lazer enerjisi ile yağ hücresinin normal görevlerini yapamayıp, çevredeki suyu çekerek şiştiği ve dağıldığı saptanmıştır. Ancak aşırı gevşekliğin olduğu durumlarda Lazer lipolizin yararları sınırlı olacağından “lifting” işlemleri ile birlikte yapılması uygun olur. Lazerle yağ dokusu parçalandığı için bölgedeki yağlar, yağ transferi için uygun olmaz. Eğer bölgedeki yağ alınıp başka bir yere aktarılması planlanıyorsa, enjektör liposuction tercih edilir.”

4 Mart 2009 Çarşamba

Sedefin Çaresi Bitki Özlerinde

Kainatın eczanesi, tıbbın çare bulmak için yıllardır çalıştığı sedef hastalığında çok olumlu sonuçlar sağlıyor. Saf bitki özleri, bitkiler ve bitkisel kremler kullanarak dört ay içinde bu sorundan kurtulabilirsiniz.
Bitkisel sağlıkta, Precelsus’un “Bütün dağlar, tepeler ve otlaklar birer eczanedir” sözünü kendisine ilke edinen Herbalist Tarkan Güveloğlu, özellikle sedef ve vitiligo gibi bir çok insanın yaşadığı cilt sorunları üzerine çalışıyor. Herbalist Tarkan Güveloğlu’nun uyguladığı bitki özleri ile iyileşen sedef hastası Mustafa Eryılmaz uzun yıllardır taşıdığı sedeflerinden kurtuldu.
“Geçmez” diye bilinen bu hastalıkların saf bitki özleri ile tedavi edildiğini vurgulayan bitki uzmanı Güveloğlu, “Bu cilt sorunları toplumun yüzde 2’sinde mevcut” diyor. Saf bitki özleri, bitkiler ve bitkisel kremler kullanarak dört ay içinde bu sorunların giderildiğini belirten uzman, on beş yıldır bitkilerle ilgilendiğini ve bu yöntemle söz konusu hastalıklardan kurtulan bir çok insan bulunduğunu anlatıyor. Bu konular üzerine araştırmalar yapan, bir bitki özleri fabrikası bulunan ve Avrupa’ya da bitki özü ihraç etmeye hazırlanan Tarkan Güveloğlu, özellikle cilt sorunları konusunda yıllardır bitki formülleri üzerine emek harcıyor.
Sedef için sonuç iyiEn büyük başarı şansını sedef hastalığında yakalamış. Bugüne kadar çok sayıda kendisine gelen sedef hastasının durumuyla ilgilendiğini ve büyük çoğunluğunda sorunu çözdüğünü belirten Güveloğlu, “Özellikle saf bitki özleri, tıbbın çare bulmak için yıllardır çalıştığı sedef hastalığında çok iyi bir sonuç sağlıyor.
Öncesi ve sonrasıTesisat İşçisi Mustafa Eryılmaz da başarılı sonuç alınan sedef vakalarından biri…
Fotoğraflarla da iyileşmeyi kayda alan herbalist, gelişme hakkında şu bilgileri veriyor:Deriye renk veren hasta hücrelere sinirsel uyarı gitmediğinden vücutta beyaz lekeler oluşuyor , ancak sabırlı bir bitkisel uygulama sürecinden sonra lekeler yok olabiliyor. “Ancak Vitilgo’da iyileşme oranı sedef”e göre daha az, yüzde 50 başarı şansı var” diyor uzman. Hazırladığı bitki özü tedavisinin çok yaşlılar, çok sigara ve alkol kullananlar ile ağır depresyon geçirenlerde etkili olamayabileceğinin altını çiziyor. Güveloğlu’nun yararlandığı “kainatın eczanesi”, tıbbın çare bulmak için yıllardır çalıştığı sedef hastalığında olumlu sonuçlar sağlıyor.
Uyguladığı bitki özleri ile iyileşen sedef hastası Mustafa Eryılmaz, hastalığı bu yolla yenenlerden biri. “Doğaya inanmak çok önemli. Sabırla bitkisel tedaviyi uyguladım ve bu hastalıktan kurtuldum” diyen Eryılmaz 25 yaşında bir tesisat işçisi ve ilk kez bir doğal yöntemi denemiş.
Önce doktor raporuSedef ve egzama genellikle aşırı stres ve üzüntü ile paralel gelişiyor Sedef’te da planlı bir bakım süreci uyguluyor Güveloğlu. Bitki özleri, bitkisel kremler ve bitkisel losyondan oluşan terkibi uygulamak içir önce doktor raporu isteyen Güveloğlu, “önce teşhis konulmalı. ‘Ülserim’ diye gelen birisini doktora gönderiyorum, bana tekrar geldiğinde ‘midemdeki ağrı kanserdenmiş’ diyebiliyor. Dolayısıyla bu konuda çok hassas davranıyorum” diyor. Herbalist, doğada bütün hastalıkları giderecek bilginin saklı olduğunu ve kendilerinin yeni çalışmalar içinde olduklarını ifade ediyor.
Rastgele bitki kullanımının yanlışlığına da değinen herbalist Tarkan Güveloğlu, örneğin bir şeker hastasının meyan kökü kullanması durumunda şekeri yükselteceğine dikkat çekiyor. Güveloğlu, bitkisel tedavinin 3 bin yıllık bir serüven olduğunu, tarih boyunca tüm uygarlıkların bu yöntemden yararlandıklarını söylüyor. Sedef hastalığında az da olsa netice alınamayan insanlar da olduğunu, hiçbir bitkisel tedavide yüzde 100 kesin sonuçlardan söz edilemeyeceğini vurguluyor.
Çağlar boyunca doğadaki iksirlerM.Ö.3 000 yıllarına ait tabletlerde de bitkisel ilaçlarla tedavilerin kullanıldığını belirten Güveloğlu Mezopotamya Uygarlığı döneminde, bilinen bitkisel drogların miktarının 250 dolayında olduğunu, bu döneme ait tabletlerde adamotu, eğir kökü, hardal, kekik, meşe mazısı, rezene ve safran gibi bitkisel droglardan söz edildiğini belirtiyor.
Grek uygarlığında da bitkisel tedavi ve bitkisel droglar hakkında çok önemli eserler yazıldığının altını çiziyor. “Doğa çağlar boyunca insanı yanıltmadı” görüşünü savunan Herbalist, hekimliğin babası Hipokrat’ın, 150 ‘ye yakın eserinde, tedavi amaçlı yaklaşık 400 drogtan söz edildiğini ve bunların büyük çoğunun bitkisel droglardan oluştuğunu hatırlatıyor. “Örneğin bu bilgiler arasında güçlü müshil olarak hintyağı, mahmude ve ebucehil karpuzu gibi bitkilerden yararlanılarak yapılan tedavi yer alır. İdrar arttırıcı olarak da sarımsak, soğan, salatalık, kavun, karpuz ve rezeneden söz edilir.
Uykusuzluk çekenler için haşhaş ve adamotu gibi bitkisel drogları tavsiye eden Tıbbın Babası, boğaz hastalıklarında ise kereviz, nane ve kekik bitkileri ile yapılan gargaralardan söz eder.”
M.Ö.3000 yıllarında Sümerlere ait tabletlerdeki bilgiler içinde bitkisel ilaçlarla tedavilerin mevcut olduğunu, bitkisel ürünlere olan bu ilginin çağlar boyu kuşaklardan kuşaklara günümüze kadar aktarıldığını vurguluyor Herbalist Güveloğlu

Saçlarınız için Doğal İksirler - Saç Doğal Bakımı

Neredeyse bütün kadınların ortak bir özelliği vardır...
Hiçbirşeye sarfetmediğimiz çaba kadar güzelleşmek ve bakımlı olmak için çaba sarfederiz...
Genel anlamda bir çok kadın böyledir yani...
Kozmetik ürünlerine özel bir ilgimiz vardır...
Ve bu uğurda kozmetik sektörüne ciddi anlamda paralar akıtırız...
Yalnız şu da bilinen bir gerçek ki,kozmetik ürünleri her zaman vaad edileni veremiyor...
Vaad ettiklerini veren ürünler de el yakacak cinsten oluyorlar ne yazık ki...
Bu konu da çok uzun konuşulabilir ama ben sözü fazla uzatmadan herşeyin doğalı en güzeli diyorum...
Sizlere şimdi burada anlatacaklarım şahsım tarafından denenmiş ve tamamen doğal bakım yöntemlerinden ibarettir...
Kadının en büyük süsü saçıdır....
Özel bir ilgi ister ve tabii ki bakım...
İşe önce saçlardan başlayalım...
Sağlıklı,parlak,dökülmeyen,kuvvetli saçlara sahip olmayı kim istemez ki?...
Bunun için de saç derisinin sağlıklı olması en başta gelen kuraldır...
Yöntem 1)
1 Kutu Evigen (E vitamini)...
1 Kutu Bemiks Kompoze...
1Kutu Bepanthene...
Bunların üçünü de eczaneler de kolaylıkla bulabilirsiniz...
Hepsi 2 ml x 5 ampul şeklinde satılmaktadırlar...
Denemek isteyenlere bir de kolaylık yapmak gerekirse, Bemiks Kompoze ve Bepanthene sağlık karneleri tarafından karşılanıyor...
Yalnız Evigen''i parayla alıyorsunuz...O da 4 ytl oluyor...
Bir de bunlara ilaveten 2 kutu 50 ml.Tatlı Bademyağı alıyorsunuz...
Karışım şöyle hazırlanıyor...
Bademyağlarını karıştırıyorsunuz...100 ml.Bademyağı olacak...
Sonra bu şişenin içine bütün yukarıdaki saydığımız ilaçların ampullerini kırıyorsunuz...
İyice çalkalıyorsunuz...
Bu karışımı haftada 2 defa olmak üzere saçlarınıza sürüyorsunuz...
Her defasında saçta 1 saat duracak şekilde...
Saçlarınızı yıkarken çabuk arınması için bu karışımın içine bir yumurta sa rısı kırarsanız daha iyi bir sonuç elde edeceksiniz...
Şimdi diyeceksiniz ki,doğal bakım yollarını anlatmak yerine ilaçlardan dem vurmaya başladın...
Ben de diyeceğim ki,saç derisinin E vitamini ile beslenip,sağlıklı bir hal alabilmesi için önce bunu anlatmam gerekiyordu...
Bu karışımı bıkmadan usanmadan ve de pek de hoş olmayan kokusuna dayanıp yaparsanız,saç derisini öncelikle bir beslemiş olursunuz...Artıları muhakkak olacaktır...
Gelelim diğer bir konuya şampuan konusu...
Kadınların ortak bir sorunu da şudur ki,hepimiz saçımıza uygun bir şampuan bulamamaktan yakınır dururuz...
Benim de yıllardan beri saçıma uygun şampuan arayışlarım bitmek tükenmek bilmez bir şekilde devam etmektedir...
Televizyonlar da reklamları dönen, markalaşmış şampuanlardan neredeyse denemediğim kalmamıştır...
Blendax''dan Rejoice''a,Clear''den Elidor''a kadar...
Lakin şimdi size tavsiye edeceğim şampuanlar denediklerimin için de en iyisi...
Öncelik le Loreal Elseve....Özellikle kırmızı kutuda olanını tavsiye ederim...
Saçınız da boya,röfle gibi kimyasal bir işlem varsa bu şampuanı seveceksiniz...
Diğer tavsiye edeceğim şampuan Head and Shoulders...
Bu da bence gayet iyi bir şampuan....Özellikle Limonlu ve mentollü olanı deneyin derim..
Head and Shoulders diğer şampuanlara oranla bayağı pahalı bir şampuan ama iyi bir şampuan...
Eğer uygun ve iyi bir şampuan isterseniz o zaman da İpek şampuanı deneyin derim...
Hani reklamların da ki sloganıyla birebir örtüşen şampuan...
''''Şampuanınıza servet ödemeyin''''
Özellikle lacivert kutuda olanı deneyin bence...
Kremli kremsiz çeşitleri mevcut...
Yalnız saçınız ince telli,yağlanmaya meyilli bir yapıdaysa kesinlikle hiçbir şampuanın kremlisini kullanmayın...
Diğer bir husus...
Şampuanınızın içine çamterebentin esansı koymanız saçlarınıza çok iyi gelecektir...
Çamterebentin esansı saç dökülmesine çok iyi gelir..
200 ml.şampuana 1 kapak çamterebentin...
400 ml.şampuana 2 kapak çamterebentin...
Çamterebentin esansını aktarlarda kolaylıkla bulabilirsiniz...
Ayrıca saçlarınızı en az 2 haftada bir hintyağı tedavisiyle şımartın...
Hintyağı ayrıca saç bakım yağıdır...
Saçı besler,yumuşatır,parlaklık verir....
Hintyağını parmak uçlarınıza döküp saç diplerine yedirerek saçınıza sürüyorsunuz...
Saçınızı dilerseniz bir bone ile kapatıp 1 saat bu şekilde bekliyorsunuz...
Sonra içine çamterebentin katılmış şampuanla saçınızı yıkıyorsunuz...
Bilirsiniz Hintli afetlerin saçları genelde her zaman uzun,sağlıklı ve ışıl ışıldır...
Çünkü hemen hemen hepsinin hintyağı kullanmışlığı vardır...
Zaten Hintyağı''nın en önemli özelliği saç uzamasına yardımcı olmasıdır...
Rapunzel gibi surlardan aşağıya sarkıtacak kadar uzun saçlara sahip olmak isteyen varsa Hintyağı kullanmanızı öneririm...
Bir zaman sonra farkı farketmeye başlayacaksınız...
Şayet ben Rapunzel gibi çoookkk uzun saçlara sahip olmak istemem ama benim de saçlarım biraz daha uzarsalar belimde olacaklar....
Şimdi yazacağım karışım doğrudan doğruya saç uzatmak için değil fakat karışım içinde bulunan yağlar nedeniyle saç uzatmaya da yardımcı olacaktır muhakkak...
Karışım şöyle...
Şayet ben henüz denemedim ama ilerleyen günlerde deneyeceğim...
Ama benden önce denemek isteyen olabilir diye karışımı buraya yazıyorum...
İçinde bulunan bitkisel yağları tanıdığım için her birinin ne işe yaradığını bildiğim için karışımı daha kullanmadan iyi sonuç alacağımı biliyorum...
Şampuanınızın içine bir kapak çamterebentin,bir kapak fındıkyağı,bir kapak tatlı badem yağı,bir kapak hintyağı,bir kapak lavanta yağı katıp 2-3 günde bir bu karışımla saçlarınızı yıkıyorsunuz...
Bu yağları kısa kısa anlatmak gerekirse;tabii ki sadece saça olan faydalarını irdeliyoruz...
Çamterebentin ve Fındık yağı saç dökülmesini durdurmaya yardımcı olur...
Tatlı Bademyağı saçı besler ve özellikle yumuşatır...
Hintyağı saçın uzamasına yardımcı olur...
Lavanta yağı saçın çok hoş kokmasına yardımcı olur...
Bir de bu doğal bakım yöntemlerinin haricinde dikkat etmemiz lazım gelen hususlar var...
Öncelikle saç 2-3 günde bir yıkanmalıdır,saçın yağlanmasına izin verilmemelidir...
Sonra saç yıkandığı zaman direk tarama ve kurutma işlemi saça zarar verir...
Önce başınıza saracağınız bir havlu saçın nemini iyice almalıdır...
Saçınıza havlu sarılmış şekilde biraz beklemelisiniz...
Sonra tarama ve kurutma işlemine geçebilirsiniz...
Mümkün olduğunca saçlarınızı ince dişli bir tarakla taramayın...
Saçınızı gayet geniş dişli bir tarakla tarayın...
Ve saç tarama işlemi uçlardan yukarıya doğru olursa daha iyi olur...
Saçlar tarandıktan sonra sıra kurutmada,bunun için de saçlar öne atılır ve böyle kurutulur...
Saçınızın tümüyle ön tarafa atıp böyle kurutursanız saçınızı fazla yıpratmamış olursunuz...
Sıra saçların mis gibi kokmasında...
Bunun için size doğal bir saç parfümü yapımı anlatacağım...
Normal parfüm ve deodorantlar fazlasıyla kimyasal içerdiklerinden saça sıkılması zararlıdır...
Doğal saç parfümünün yapımı şöyle...
Öncelikle boş bir sprey şişesi almalısınız...
Kozmetik marketlerde ve kuaför malzemeleri satan yerlerde bulabilirsiniz...
Sonra bu boş sprey şişesini yarıya kadar su ile dolduruyorsunuz...
Bu suya bir kapak lavanta yağı ya da tercihe göre gül yağı ekliyorsunuz...
Saçınızı kuruttuğunuz zaman ve normal gün içinde saçlarınıza sıkıp,mis gibi kokmalarını sağlayabilirsiniz...
Saçlarınıza hak ettikleri özeni gösterirseniz televizyon reklamlarında ki saçlarını savura savura dolaşan hatunlara yaklaşırsınız...
Ne demişler ''''Çirkin kadın yoktur,bakımsız kadın vardır''''....
O zaman...De hadi buyrun...
window.google_render_ad();

Yeşil Çay İçmenin 6 Mucize Faydası

Yeşil çay ve faydaları hakkında eğer hala şüphe duyan ve içmeye henüz başlamamış olanlar varsa, bir kere daha yeşil çayın faydalarını hatırlatmak fayda var.Günde bir fincan içtiğiniz yeşil çayın sadece vücudun hastalıklara karşı savaşma konusunda bağışıklık sisteminize yardım ettiğini düşünüyorsanız, sizin için daha da güzel haberlerimiz var!

1. Kanser Riskini Düşürür: Bir antioksidan çeşidi olan polifenoller yeşil çay içinde bolca bulunur. Bu antioksidan çeşidi, kanser hücrelerinin vücudunuzda barınmasını zorlaştırır, kan damarlarındaki akışkanlığı güçlendirir. Yapılan birçok çalışma ışığında şunu biliyoruz ki, yeşil çay içmek, meme, kolon, mide, ve prostat kanserleri riskini azaltmaktadır.

2. Cildi Pürüzlerden Kurtarır: Bir sıyrık, ısırık veya ufak bir cilt yaranız varsa, size çok ilginç bir yöntem söyleyebiliriz. Yeşil çay yapraklarını, demleme sonrası atmayın. Islanmış yeşil çay yapraklarına pamuk ile bastırın, daha sonra bunu cildinize sürün. Çay, doğal bir antiseptik görevi görür ve ciltte bölgesel kaşınmayı önlemede yardımcı olur.
Güneş yanıkları veya akşamdan kalma gözaltı morlukları için de aynı yöntemi deneyebilirsiniz. Yeşil çay aynı zamanda güneşten kaynaklanan cilt kanserini önlemede yardımcı maddeler içerir. Güneşe çıkmadan önce pamukla ıslatılmış yeşil çay özütlerinden cildinize sürebilirsiniz.

3. Kan Basıncınızı Düzenler: Sağlıklı bir kan basıncı oranına sahip olmanın önemini biliyorsunuz. Günde sadece yarım fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla %50 daha az hipertansiyon riskleri bulunuyor.Polifenollere geri dönüyoruz, yeşil çay içerisinde bulunan bu antioksidanlar, yüksek kan basıncını önler ve kan damarlarının büzüşüp daralmasını engellerler.

4. Hafızanızı canlı tutar: Yeşil çayın hafızayı diri tuttuğunu biliyor muydunuz? Yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırmada, günde en az 2 fincan yeşil çay içenlerin, içmeyenlere oranla daha az zihinsel gerileme ve idrak kabiliyeti sorunları yaşadığı gözlemlenmiştir.
Bunun nedeni, yeşil çayın içinde bulunan antioksidanların, vücudumuzdaki serbest radikaller ile savaşması ve böylece beynimizdeki sinirlere ekstra bir koruma sağlamasıdır. Hem lezzetli, hem de sizi Alzheimer ve Parkinson hastalıklarından koruyan bu sihirli içeceği reddetmeyin.

5. Genç Kalın: Daha genç ve daha sağlıklı arterlere sahip olmak, sizin de daha sağlıklı ve genç bir vücuda sahip olmanız demektir. Kan damarlarında oluşacak sorunlar, kalp krizi ve felç riskinizi artıracak serbest radikallerin çoğalması ile enerjiniz tükenir ve Gerçek Yaşınız yukarıya fırlar.
Ne kadar yeşil çay gerekiyor? Günlük 1-2 fincan içeceğiniz yeşil çay sayesinde bozulan arterlerden, tıkanmaktan dolayı oluşan kolesterole kadar tüm sorunların oluşmasını engelleyebilir.

6. Kilo Verdirir: Evet şaşırmayın. Son önerimiz belki de bu aralar en çok kafanıza takılan sağlık sorunlarından biri! Yeşil çay içeriğindeki maddeler sayesinde kan akışınız hızlanır, kalori yakma işlemleri vücudunuzda daha çok yer bulur, ve her bir yudum bu işlemleri hızlandırır. Bu sihirli içeceği hayatınıza sokun, farkı göreceksiniz!

Yürümenin 24 faydası var

1-Yürüyüş, kan akımını ve kan damarlarının miktarını artırarak, dolaşımı iyileştirir, kalp-damar ve beynin damarsal hastalıkları riskini azaltır.
2-Kalp kası dâhil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek, daha etkin çalışmalarını sağlar.
3-Her bir kasılmada kalbin pompaladığı kan miktarını artırarak, istirahattaki kalp atım sayısını (nabzı) azaltır.
4-Egzersiz ve stres durumunda arteriel kan basıncında (tansiyonda) oluşan yükselmeyi azaltır.
5-Kan basıncını düzenler.
6-Kalp kasının yan damarlardan da beslenmesini destekler. Böylece kalbin ana damarlarında oluşacak tıkanıklıkların vereceği zararı azaltır.
7-Şişmanlık riskini azaltır.
8-Sindirimi kolaylaştırır.
9-Beyine oksijen sağlanmasını artırarak, zihinsel keskinlik ve yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltir.
10-Lenfatik dolaşıma yardımcı olur.
11-Egzersiz sırasında ve sonrasında metabolizmayı uyarır.
12-Solunumsal kapasiteyi ve aerobik gücü artırır.
13-Büyümeyi ve travma sonrası toparlanmayı olumlu etkiler.
14-Kan yağlarının (trigliserid) düzeyini düşürür.
15-HDL/LDL (iyi huylu-kötü huylu kolestrol) dengesini düzenler.
16-Koordinasyona olumlu etki yapar.
17-Eklem ve kasların esnekliğini artırarak, bel ve boyun ağrılarını hafifletir.
18-Kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar.
19-Dayanıklılığı artırır.
20-Yorgunluk duyumunu engeller.
21-Uykusuzluğu azaltır, rahatlamaya yardımcı olur.
22-Vücudun doğal keyif verici hormonu olan endorfinin salınımını artırır.
23-Yaşlanma sürecini geciktirerek, genç bir görünüm sağlar.
24-Moral, özgüven ve iyimserliği artırır.

Yürürken dikkat edilmesi gereken kurallar:
1- Kilo vermek amacıyla naylon vb. gibi giysiler vücuda sarılmamalı.
2- Sağlık sorunları olanlar ve 40 yaşın üstündekiler doktora görünmeden, yürüyüş programına başlamamalı.
3- Diyabet, hipertansiyon ve diğer sistematik hastalığı bulunanlar sık sık doktor kontrolünden geçmeli.
4- Ciddi bir yemek sonrası hızlı ve ağır yürüyüşler yapılmamalı.
5- Yürüyüş öncesi ve sonrasında susuz kalmamaya dikkat etmeli.
6- İnce tabanlı ve makosen ayakkabılar ile yürüyüş yapılmamalı.
7- Çok sıcak havalarda ve saatlerde yürüyüşten kaçınmalı.
8- Bir sıkıntı hissedildiğinde yürüyüşe inatla devam etmemeli.

Besin takviyesiyle gelen sağlık


Beslenme tarzımızı geliştirip, etkisini daha da kuvvetlendirmek için vitamin ve minerallerden destek almamız şart ve düzenli ve kaliteli bir uyku ya da daha genç görünmek için gerekli olan takviyeleri uzmanlara sorduk. İşte ortaya çıkan sağlıklı kombinasyonlar.

SİNDİRİMİ DÜZENLEMEK İÇİN SORUN
Diğer sistemlerimiz gibi sindirim sistemimiz de değişik nedenlere bağlı olarak rahatsızlanabilir! Besinlere tahammülsüzlük, sinir (stres), ilaçlar (antibiyotikler) gibi… Mikrobiyel flora ve mukozalardaki işlev bozukluğu da sindirim sistemini etkileyebilir. (Yararlı bakterilerin sayısı azaldığında koruma görevlerini yerine getiremezler ve zararlı bakterilerin sayısı artmaya devam eder) Avrupa Gıda Ürünleri ve Beslenme Bilimleri Enstitüsü’nden Dr. Didier Chos; “iltihap yerleştiğinde acı, şişkinlik ve sindirim sorunları başlar” diyor.Başlıca etkenlerProbiyotikler: Bakteriler ya da mayalar… Floradaki düzensizliğin giderilmesi için sindirim sistemimizde en az on milyon probiyotik olmalı. Onları sütte ve süt ürünlerinde bulabiliriz. Tek bir yoğurt on milyarlık probiyotik kaynağıdır. Ayrıca probiyotik hapları da deneyebilirsiniz.
Kullanın

Prebiyotikler: Lifli besinlerde yoğun olarak bulunurlar. (Bakla, enginar, kuşkonmaz, yer elması) Sadece sindirim sisteminden geçen probiyotiklerin aksine, gerçek prebiyotîkler yararlı bakterileri besleyip bağırsak florasını dengelerler. Onları sağlıklıyken almalıyız çünkü hasta bir mukoz, prebiyotiklere karşı olumsuz tepki verebilir.

Magnezyum: Bağırsak rahatsızlıkları çekenlere birebirdir. Sindirim sistemi kaslarına işleyerek kronik kabızlığı engeller. Vücut kabul etmezse sıvı olarak da alabilirsiniz.

Bitkisel haplar: Pancarda bulunan betain, sindirimi kolaylaştırır. Arjinin amino-asiti ve bromelain enzimi karaciğeri temizler. “Ayrıca zerdeçal, enginar ve kara turp karaciğer ile ilgili rahatsızlıklarda ve kronik bozukluklarda etkilidir” diyor Dr. Didier Chos. Eczanede taze bitkilerden hazırlatacağınız sıvı ilaçlarla da etkisini daha hızlı görmeniz mümkün.

KAS DENGESİ İÇİN SORUN
Dengesiz, sağlıksız ve yetersiz beslenmenin neden olduğu yorgunluk bizi enfeksiyonlara karşı daha da hassaslaştırıyor ve psikolojik sorunlara dahi yol açabiliyor.
Başlıca etkenler

Demir: Alyuvarların içinde bulunan ve oksijenin hücrelere bağlanmasından sorumlu hemoglobin molekülünün temel yapıtaşlarından biridir. Eksikliğinde kas gücü düşer. Daha zor nefes almaya başlar, nefes darlığı çekeriz ve şekerli yiyecekler tüketme eğilimi gösteririz. “Her durumda da teşhise dayalı araştırma gerekir” diyor Pasteur Enstitüsü’nden Beslenme Uzmanı Dr. Jean Michel Lecerf…

İyot: Vücutta üretilmediği için dışarıdan alınması gerekir. Eksikliği sonucunda Tiroit bezi işlevleri azalarak hipotiroidi denilen rahatsızlık ortaya çıkar. Buna bağlı olarak yorgunluk, halsizlik ve direnç kaybı görülür. Demirde de olduğu gibi kullanırken doktorunuza danışın!

Magnezyum: Adenozin trifosfat (ATP) tüm hücreler için enerji kaynağıdır. Sadece oluşuma katkılarından değil, organizma tarafından kullanılış şekli açısından da önemlidir. Eksikliğinde; kalp çarpıntısı, kas seğirmeleri, halsizlik, iştahsızlık, dalgınlık ve şeker ihtiyacı ortaya çıkar.

Potasyum: Kaslarımızdan sorumludur. Depresyon; potasyum eksikliğinde ortaya çıkabilir. Hücrelere girişinde magnezyumun desteğine de ihtiyaç duyar. Magnezyum olmazsa, potasyum da olmaz.

Dopamine: Beyinde, dopamin reseptörlerini harekete geçirerek nörotransmiter görevi görür. Dopamin üretimi için gerekli olan tirosin amino asitleri sıklıkla strese maruz kalındığında, başka kullanım alanlarına gönderilir. “Sonuç olarak; düzenli beslensek bile, güç ve isteğimizi kaybederiz. Uyku sorunları başlar ve asabileşiriz. Buna ilaveten kahve ya da bazen sabah sigaralarına da ihtiyaç duyarız” diyor Dr. Chos.
Kullanın
Bakır, C ve E vitaminleri: Bunlar demirin vazgeçilmez destekçileri arasındadırlar. C vitamini; demirin sindirimde emilmesini sağlar. (Çay ise fazla tüketildiğinde bu emilimi engeller) Bakır; demirin hücreler arası geçişine yardımcı olur. E vitamini ise alyuvarlarda kalış süresini uzatır.

Çinko: Tirosin açısından zengin yapısıyla dopamin ve bir diğer nörotransmiter olan nöradrenalin sentezlerine katkıda bulunur.Gingseng ve guarana: Dr Lecerf; “Geçici yorgunluk durumunda bu bitkilerin kısa sürede yorgunluğu giderdiği klinik araştırmalar sonucu kanıtlandı” diyor.

CİLT YAŞLANMASINA KARŞI SORUN
Cilt kalitesinde poliansatüre yağ asitleri önemli bir rol oynarlar. Cildin oksijen kaynağıdırlar. Günlük beslenmemiz içinde de poliansatür yiyecekleri sıklıkla tüketiriz. (Ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya fasulyesi yağı, ton ve somon balığı gibi…) Eksikliğinde; stres oluşumu ve (yaşa bağlı) hormon düzensizliği artar.

Başlıca etkenler

Omega ailesindeki yağ asitleri: Dr.Lecerf; “Omega 3; iltihaplara karşı birebirdir. Özellikle Omega 6 ailesinden gamma linolenik asit (GLA), hodan (ispit) bitkisinde bulunur. Cildin yağ asitlerini dengelemede yüzde 60 etkilidir” diye belirtiyor.

Antioksidanlar: Antioksidanların üç silahşoru hiç şüphesiz, A,C ve E vitaminleri… Ancak selenyum, magnezyum ve bakırı da aralarına (Bronzlaşmamızı sağlar ve melanin üretiminde vazgeçilmez bir rolü vardır) eklemek gerek. Cildin nem dengesini sağlayan karotenoid’leri de unutmayın!Kullanın

Vitaminler ve oligolar: Ne kadar farklı antioksidanlar kullanırsanız etki alanları da o kadar genişler. Uzmanlar E vitaminini ve selenyumu aynı anda kullanmanızı tavsiye ediyorlar, zira ikisi de birbirlerinin etki alanlarını destekliyor. E vitamini ve selenyum; aynı şekilde çinko ve A vitaminiyle de uyumlu çalışıyor.

Magnezyum: C vitamini gibi o da kolajen üretimini harekete geçiriyor. C vitamini gerçekten de, sağlıklı ve sıkı bir cilt için gereken en kaliteli kolajeni ortaya çıkarıyor. Beslenme Uzmanı Dr. Kathy Bonan; “Gece alındığında C vitamininin uykuyu kaçırdığı söylentisine kulak asmayın, çünkü kolajenler en çok gece üretiliyor” diyor.

B2 vitamini: Çinko ile kullanılması tavsiye ediliyor. Dudaklardaki çatlaklara ve göz çevresindeki kızarıklıklara iyi geliyor.

SAĞLIKLI YAŞAM ÖNERİLERİ

Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan bir öğesidir. Sağlık genellikle kendiliğinden var olan bir durum olarak algılanır. Oysa sağlıklı olma uğrunda çaba gösterilmesi gerekir. Hatta bugünkü bilgilerimiz bize bu uğraşın daha doğum öncesi dönemde başlaması gerektiğini göstermektedir. Doğal olarak bu aşamada yapılması gerekenler, anne ve babalara düşmektedir. Olaya nesillerin sağlığı olarak bakıldığında, sağlığın ve sağlıksızlığın nesiller boyunca aktarılabileceği görülür. Anne ve babalar genetik özelliklerinin yanı sıra kendi sağlıklarına gösterdikleri özenle bebeklerine sağlık aktarabileceklerini bilmelidirler.
Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük yaşamımızda uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur. Nerede olursa olsun günlük yaşamı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek uygulanması, sağlığın korunmasını ve diğer bireylerle paylaştığımız yaşamı kolaylaştırır. Bu kurallardan en önemli bazıları temizlik, sağlıklı beslenme, bedensel ve zihinsel çalışma, düzenli yaşam, sigara, alkol, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden uzak durma, kazalardan korunma, sorunlarla başa çıkmada doğru ve uygun yöntemler kullanmadır.
Çoğunlukla günlük çabalarda hedefin mutluluk olduğu varsayılır. Oysa altta yatan asıl neden güvenlik duygusudur. Çünkü hayatta kalmayı sağlayan en ilkel dürtü korkudur ve güvenlik duygusu korkunun yatıştırılmasıyla ortaya çıkar. Kendimizi güvende hissedebilmemizin ilk koşulu ise bilmektir. Ancak bildiğimiz şeyi, bildiğimiz kadarı ile kontrol edebiliriz. İkinci basamaksa bilginin eyleme dökülmesidir. Bilgimizi davranışımıza yansıtamıyorsak bu bilgi bizim için huzursuzluk kaynağı olmaktan öteye geçemez. Bir sonraki aşama ise paylaşarak çoğaltma, yandaş oluşturmadır. Bunun için bilgimize dayanan doğru bulduğumuz davranışı kurallaştırmaya çalışırız. Toplum içindeki pek çok kural bu yolla oluşmuştur. Zaman içinde altta yatan bilgi evrimleştikçe kurallar da değişecektir.
Bugün sağlıklı yaşam için bilinmesi gereken başlıca kurallar şunlardır:
I. TEMİZLİK
A. HİJYEN NEDİR, NE ÖNEMİ VARDIR?
B. CİLT TEMİZLİĞİ
C. SAÇ TEMİZLİĞİ VE BAKIMI

D. YÜZ, GÖZ VE KULAK TEMİZLİĞİ

E. AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
1. Diş Çürümesi
2. Diş Eti Hastalıkları
3. Dişlerin Gelişim Bozuklukları
4. Ağız ve Diş Sağlığı Nasıl Korunur?
5. Diş Fırçalama Tekniği
6. Diş İpi Kullanımı
F. MEMELERİN BAKIMI
G. CİNSEL BÖLGENİN TEMİZLİĞİ
1. Adet Döneminde Temizlik ve Bakım Nasıl Yapılmalıdır?
2. Tuvalet Sonrası Beden Temizliği
H. EL VE TIRNAK TEMİZLİĞİ VE BAKIMI
İ. AYAK TEMİZLİĞİ
J. BANYO YAPMA
Cinsel İlişki Sonrası Temizlik

II. SAĞLIKLI GİYİNME
III. ORTAMIN TEMİZLİĞİ VE BAKIMI
A. FARKLI ORTAMLARIN TEMİZLİK ÖZELLİKLERİ
1. Yerler ve Yüzeyler
2. Buzdolabı
3. Lavabo ve Tuvaletler
B. YİYECEK VE İÇECEKLERİN TEMİZLİĞİ
C. BESİNLERLE İLGİLİ HİJYEN KURALLARI
D. MUTFAKLA İLGİLİ HİJYEN KURALLARI
E. ATIKLAR

IV. BESLENME
V. HAREKETLİ YAŞAM
VI. DÜZENLİ YAŞAM VE UYKU
VII. ÇALIŞMA ORTAMI
VIII. GÜNLÜK YAŞAMDA STRESLERLE BAŞA ÇIKMA
IX. ZAMAN YÖNETİMİ
X. SİGARA, ALKOL, MADDE KULLANIMI
1. Bağımlılık Nedir?
2. İradesiz Kişiler mi Bağımlı Olur?
3. Ne Kadar Alkol İçmek Risklidir?
4. Esrar, Bağımlılık Yapar mı?
5. Ecstasy Bağımlılık Yapar mı?
6. Uyuşturucu Bazı Ülkelerde Serbest mi?
7. Ara Sıra Kullanmak Zararlı mıdır?
8. Herkes Uyuşturucu Kullanıyor ve Onlara Bir Şey Olmuyor! (mu?)
9. Arkadaşımın Uyuşturucu Kullanması Beni Etkiler mi?
10. Uyuşturucu Sadece Kullanan Kişiye mi Zarar Verir?

Yaz Diyeti

Hedef: Haftada 1-2 kiloGünlük kalori: 1400 Kcal
Yakında tatile çıkmayı düşünüyorsunuz, ama hala kendinizi formda hissetmiyorsunuz. İşte size son fırsat! Fazla kilolarınızdan bir an önce kurtulmak ve plajda gerine gerine salınmak için bu diyeti hemen uygulamaya başlayın!

BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
1. GÜN
Sabah : 1 kase kiraz, 1 dilim kızarmış ekmek, 30 gr beyaz peynirÖğle : 1 tabak çoban salatası, 1 tabak kıymalı kabak yemeği, 1 dilim ekmekAkşam : 4 adet ızgara köfte, 1 adet domates- salatalık- yeşil biber, 1 kase yoğurt, 1 dilim ekmek, 1 dilim kavun
2. GÜN
Sabah : 1 adet domates- salatalık, 5 adet zeytin, 30 gram beyaz peynir, 2 adet galetaÖğle : 1 adet ızgara biftek, 1 kase yoğrut, 1 dilim karpuz, 2 dilim ekmek, 2 adet şeftali, 1 kase yoğurtAkşam : 1 tabak karışık salata, 1 kase sebze çorbası, 1 dilim ekmek, 2 adet şeftali, 1 kase yoğurt
3. GÜN
Sabah : 1 fincan şekersiz çay, 1 kaşık bal, 30 gram kaşar peyniri, 1 dilim diyet ekmekÖğle :1 tabak patlıcan salatası, 3 adet köfte, 2 kaşık haşlanmış yağsız makarna, 1 kase erikAkşam : 1 tabak etli taze fasulye, 1 kase cacık, 1 dilim ekmek, 1 dilim karpuz.
4. GÜN
Sabah : 1 bardak soğuk süt, 2 dilim diyet ekmek, 30 gr beyaz peynir.Öğle : 1 adet karnıyarık, 1 kase yoğurt, 2 dilim ekmek, 2 adet şeftali.Akşam : 1 tabak diyet tonbalığı salatası, 2 dilim diyet ekmek, 1 kase erik ve kiraz.
5. GÜN
Sabah : 1 dilim karpuz, 30 gram beyaz peynir, 2 dilim ekmek.Öğle : 2 dilim ekmek, 1 tabak zeytinyağlı bakla, 1 kase yoğurt, 1 kase kiraz.Akşam : 4 adet ızgara köfte, 1 tabak karışık salata, 1 adet haşlanmış patates, 2 adet şeftali.
6. GÜN
Sabah : 2 dilim diyet ekmek, 1 adet haşlanmış sosis, 1 bardak şekersiz çay.Öğle : 1 tabak kıymalı bamya, 2 dilim ekmek, 1 domates-salatalık, 1 dilim kavun.Akşam : 130 gr haşlanmış tavuk eti, 1 dilim ekmek, patlıcan salatası, 1 kase yoğurt, 1 kase erik.

5 günlük Yaz Diyeti

Hedef: 2 - 3 kilo vermek.Günlük kalori: 1300 Kcal
5 gün boyunca uygulayacağınız bu diyetle yaz gelmeden forma girebilirsiniz. Hemen başlayın hafta sonuna 2 - 3 kilo eksik girin!
BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
1. GÜN
Sabah : 1 fincan kahve, 40 gram bisküvi ya da 6 grisini.Kuşluk : 1 küçük boy diyet yoğurt.Öğle : Fasulye çorbası, ıspanak haşlaması, 60 gr. katı yumurta, 50 gr. kepek ekmeğiİkindi : 1 kivi ya da portakal.Akşam : Tavuklu yağsız salata, haşlanmış soğan, 50 gr. tavuk eti, 2 armut
2. GÜN
Sabah : 1 fincan kahve, 6 grisini.Kuşluk : 1 adet küçük boy diyet yoğurt.Öğle : Patlıcanlı makarna, turp salatası, 3 grisini.İkindi : 1 elmaAkşam : Fırın, ızgara ya da buğulama balık, haşlanmış taze fasulye, 3 grisini, 1 armut.
3. GÜN
Sabah : 1 fincan kahve, 3 dilim yağsız kepekli ekmek.Kuşluk : 100 gram erik.Öğle : Patatesli domates çorbası, haşlanmış ıspanak, 4 grisini.İkindi : 1 armut.Akşam : Fırın, ızgara ya buğulama usulü pişirilmiş balık, lahana salatası.
4. GÜN
Sabah : 1 fincan çay, 3 dilim yağsız kepekli ekmek.Kuşluk : 100 gram çilek.Öğle : Haşlanmış semizotu, fasulyeli pilav, 3 adet grisini.İkindi : 1 kivi.Akşam : Zeytinyağlı rozbif, patlıcan kızartma , 2 dilim yağsız kepekli ekmek, 1 elma.
5. GÜN
Sabah : 1 fincan kahve, 3 dilim yağsız kepekli ekmek.Kuşluk : 1 ufak boy diyet yoğurt.Öğle : Sebze püresi, haşlanmış biber, 2 dilim yağsız kepekli ekmek.İkindi : 1 kivi.Akşam : Terbiyeli dana eti, rendelenmiş havuç 2 dilim yağsız kepekli ekmek.

Hollywood Diyeti

Hedef: Bir ayda 12-16 kilo Günlük kalori: 1400 Kcal

Madonna, Carmen Electra, Catherine Zeta Jones ve Sharon Stone gibi ünlülerin tercih ettiği ‘Hollywood Diyeti’ne 1 ay boyunca devam edenler 12 ila 16 kilo verebiliyor. Diyetin temeli, sıvı alımına dayanıyor. Haftanın 2 günü üst üste sadece meyve suyu içiliyor. Bu arada günde en az 8 bardak su da tüketiliyor.
Not: Bu diyete başlamadan önce iki gün yalnızca dilediğiniz kadar meyve suyu ve en az 6-8 bardak su için. (Yiyecek kesinlikle yasak!) Sonrasında 5 günlük diyete başlayabilirsiniz.

BU KURALLARA DİKKAT! • Diyet boyunca kırmızı et, şeker, yağ, unlu gıda, baklagiller kesinlikle yasak.• Akşam yemekleri en geç 18.00''de; daha sonra hiçbir şey yenmeyecek.• Kremalı, sütlü kahve, alkol yasak.• Hamileler ve diyabet hastaları bu diyeti uygulayamaz.• Haftanın 5 günü en az 30'ar dakikalık yürüyüş veya orta tempolu egzersiz yapılacak.• Bu diyete başladınız mı, 1 hafta devam etmeniz şart.

BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ 1. GÜN
Sabah : 2 dilim kepek ekmeği, 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, 1 katı yumurta, ıhlamur veya meyve çayı Öğle : Limonlu ve çok az zeytinyağı gezdirilmiş bol yeşil salata. Akşam : 100 gr. yağsız ızgara tavuk eti ve az miktar zeytinyağı ile pişmiş, limonlu 1 tabak taze brokoli.
2. GÜN
Sabah : 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı. Öğle : Bol yeşil salata. Akşam : 150 gram mantar ve 2 yumurta ile yapılmış yağsız omlet.
3. GÜN
Sabah : 2 dilim yağsız beyaz peynir, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı. Öğle : Bol yeşil salata. Akşam : 150 gram ızgara balık eti, yanında haşlanmış brokoli.
4. GÜN
Sabah : 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur. Öğle : Bol yeşil salata. Akşam : 150 gram ızgara tavuk, yanında az yağda pişmiş 1 porsiyon kabak.
5. GÜN
Sabah : 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur. Öğle : Bol yeşil salata. Akşam : 150 gram balık eti, yanında haşlanmış 1 porsiyon brüksellahanası.

Şok G-String Diyeti

Hedef: Kalça bölgesini inceltmek. Günlük kalori: 800 Kcal

Kadınların en çok şikayet ettiği konuların başında yer alan kalça ve basen problemini yok edecek özel bir diyet var. Amerikalı ünlülerin gözdesi haline gelen diyeti uygulamak oldukça basit. Yapacağınız tek şey büyük marketlerden malzemeyi temin edip, bir an önce başlamak.
6 haftada mucize sonuç Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu vücudun alt tarafında toplanan yağlardan kurtulmak için çok özel bir diyete ihtiyaç var. Uygulayacağınız diyet her yerde kolayca bulup tüketeceğiniz gıdalardan oluşuyor. En önemlisi de oldukça ekonomik oluşu.
Diyetin birinci dereceden etkilediği bölüm kalça ve basen, ardından da bacaklar geliyor. Kalça ve diz kapağı bölgesinde fazla kilo problemi olan kişiler, 6 hafta içinde etkili çözüme kavuşabiliyor. Diyet kayısı ve badem müslisi olarak tanımlanıyor. Aşağıdaki müsliyi diyet sayfasında göreceğiniz müslili öğünlerde tüketiyorsunuz.
Sihirli karışım Hazırlayacağınız müslinin tadı oldukça leziz. İçeriğinde badem, kurutulmuş meyveler ve tahıl gibi pek çok vücuda faydalı gıdalar bulunuyor. Hepsi bir araya getirildiğinde kalça bölgenizdeki yağları hızla eritip, sizi istediğiniz görünüme kavuşturuyor.
Malzemeler:2 fincan yulaf tanesi2 fincan kırılmış fındık 1 fincan buğday 1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm 1 fincan ayçiçeği tohumu 1 fincan badem 1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı
Malzemeleri karıştırıp, blender'dan geçirin. Hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süt ilave ederek tüketeceksiniz. Üzerine yarım dilim muz da ekleyebilirsiniz.

BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ 1. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elma Öğle : 1 porsiyon müsli ve 1/2 muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : 1 parça tavuk kanat ya da göğüs ızgara, yeşil salata ve bir meyve. Gece : Yatmadan önce 1 portakal

2. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elma Öğle : 1 porsiyon müsli ve yarım muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : 2 yumurtalı omlet, domates ve rendelenmiş havuçla tüketilecek Gece : 1 portakal

3. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elma Öğle : 1 porsiyon müsli ve 1/2 muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : 1 çay fincanı büyüklüğünde yer tutan Spagetti ve 1 meyve Gece : 1 portakal
4. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elma Öğle : 1 porsiyon müsli ve 1/2 muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : İnce dilimlenmiş 1 tavuk göğsü, haşlanmış havuçla servis yapılacak. Dilerseniz yanına haşlanmış brokoli de alabilirsiniz. 1 meyve Gece : 1 portakal
5. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elma Öğle : 1 porsiyon müsli ve 1/2 muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : Ton balıklı yeşil salata, 1 adet katı pişmiş yumurta, 1 meyve Gece : 1 portakal
6. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elam Öğle : 1 porsiyon müsli ve 1/2 muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : 1 parça hindi göğsü, mısırla karışık yeşil salata, 1 meyve Gece : 1 portakal
7. GÜN
Sabah : 1 porsiyon hazırladığınız müsli, 1 fincan süt ve dilimlenmiş muz Kuşluk : 1 elma Öğle : 1 porsiyon müsli ve 1/2 muz İkindi : 1 avuç kuru üzüm Akşam : 3 dilim rosto edilmiş biftek, havuçlu brokoli salatası ve 2 adet haşlanmış patates, 1 meyve Gece : 1 portakal

500-799 Kalorilik Savunma Diyeti

Hedef: 3 günde ortalama 2 kilo.Günlük kalori: 500 Kcal
Yüksek protein ve çok düşük kalori içeren yiyeceklere yönelik ve bol su içmeye dayalı diyet, egzersizle desteklendiği takdirde hızlı kilo kaybına neden oluyor. Diyet sırasında açlık dayanılmaz hale geldiğinde aralarda küçük parçalar halinde ananas atıştırılabilir.
Genel bir diyet/zayıflama programı olarak diyetisyenler tarafından tercih edilmeyen bu düşük kalorili diyet tekrarlı olarak uygulanmamalıdır.
BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
1. GÜN
Sabah : Bir kase yoğurt ve bir elmaÖğle : Izgara tavuk ve salataAkşam : Kabak, kereviz sapı, havuç ve domates küçük parçalar halinde dilimlenir ve çok az zeytinyağında kızartılır, tofu (bir tür peynir) eklenerek bir porsiyon tüketilir.
2. GÜN
Sabah : Bir kase yoğurt ve bir elmaÖğle : Izgara tavuk ve salataAkşam : Kabak, kereviz sapı, havuç ve domates küçük parçalar halinde dilimlenir ve çok az zeytinyağında kızartılır, tofu (bir tür peynir) eklenerek bir porsiyon tüketilir.

500-799 Kalorilik Soğan Çorbası Diyeti

Hedef: 3 günde ortalama 2-3 kilo.

Günlük kalori: 500 Kcal
Ketojenik bir diyet olduğu için pek tavsiye edilmeyen bu diyet en fazla 3 gün uygulanmalı. Bu diyette enerji dağılımı yüzde 62 karbonhidrat, yüzde 21 yağ, yüzde 17 protein.
Ölçülü bir yağ kaybından ziyade kas ve su kaybına neden olduğu düşünülen bu diyetin tekrarlanması halinde metabolizma hızı azalacak, kilo verme duracaktır.
Soğan çorbası tarifi:
6 adet soğan, yarımşar kilodan iki çeşit sebze ve yağsız et suyu ile hazırlanır. Diyette yağ kullanmak yasak. Limon, baharat serbest. İsteğe göre içine sebze konmadan da yenebilir. Soğan çorbasının zayıflatıcı özelliği, kasları çalıştırması ve iyi bir idrar sökücü olmasındandır.
BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
1. GÜN
Sabah : 50 gr. beyaz peynir, çay (şekersiz)Öğle : İstenildiği kadar meyve + çorbaAkşam : İstenildiği kadar meyve + çorba
2. GÜN
Sabah : İstenildiği kadar meyve + çorbaÖğle : İstenildiği kadar meyve + çorbaAkşam : İstenildiği kadar et + çorba
3. GÜN
Sabah : İstenildiği kadar meyve + çorbaÖğle : İstenildiği kadar meyve + çorbaAkşam : Pirinç lapası, meyve (muz, üzüm hariç) + çorba

3 Mart 2009 Salı

Enerjinizi artırmak için 23 öneri

Enerjinizi zirvede tutmak ve gün boyunca bunu korumak için yiyeceklerinize dikkat etmeli ve birkaç saatinizi kendinize ayırmalısınız. İşte enerjinizi zivrvede tutmak için 23 öneri.

1- Cardiff Üniversitesi'deki araştırmaya göre her gün 40 gr. buğday mısır vb. lifleri almalısınız. Çünkü bu tür lifler enerjiyi arttırıyor ve stresi azaltıyor.

2- Sabahları duş alırken bir soğuk, bir sıcak duş alın. Önce ılık bir suyun altında durun. Ardından suyun sıcaklığıyla oynayın. Ancak başınızı suyun altına sokmamaya dikkat edin. 5 - 6 dakika bunu tekrarlarsanız, çıktığınızda kendinizi daha rahatlamış hissedeceksiniz.

3- Yapılan araştırmalara göre her dört kadından birinde demir seviyesinin düşük olduğu belirlenmiş. Bu da yorgunluk ve halsizlik yaratır. Bu yüzden daha fazla demir içeren yeşil sebze, kurutulmuş meyve ve tahıl gevreklerinden bolca tüketmelisiniz.

4- Daha bol balık, tavuk, peynir, fasulye ve yumurta yemelisiniz... Çünkü vücut için gerekli Omega 3 bu besinlerde bulunuyor. Balık tüketmek aynı zamanda vücudun seratonin salgılamasını sağlıyor. Bu hormon da beyindeki mutluluk merkezini aktif hale geçiriyor.

5- Günde 2 ya da 3 litre su içmelisiniz... Harvard Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre bu oranlarda su içmek dayanıklılığı arttırıyor, stresin azalmasına yardımcı oluyor. Ancak aklınızda bulunsun; fazlası da zararlı...

6- Dik durun. Kambur durmak kasların hızlı çalışarak, yorulmasına sebep olur. Nefes almanızı zorlaştırır. Dik konumdayken daha rahat nefes alınır, oksijen akciğerlere dolar ve böylece kanın daha rahat dolaşması sağlanır...

7- Yapılan araştırmalara göre en sevdiğiniz müzikleri dinlemek stresi hafifletiyor ve yorgunlukla daha rahat savaşmanızı sağlıyor. Bu yüzden hemen bir ipod edinin ve yürürken, çalışırken, iş yaparken müzik dinlemeyi ihmal etmeyin...

8- Dışarı çıkın. Sabah kalkınca yapacağınız ilk işiniz dışarı çıkmak olsun. Amerikalı bilimadamları doğal ışığın beyni harekete geçirdiğini ve seratonin salgılamasına yardımcı olduğunu söylüyor. Bu da mutluluğunuzu arttıracaktır.

9- Mutlaka gün içerisinde şekerleme yapın... Amerika'daki beyin sağlığı araştırmacılarına göre, 30 dakikalık kısa bir uyku bile insanların performansını olumlu yönde etkiliyor. Çalışırken kısa da olsa gözlerinizi kapatıp biraz dinlenin...

10- Vücudunuzun asit oranını dengelemeniz gerekir. Gereğinden fazla şekerli yiyecekler ve peynir aside sebep olur ve enerjiyi emer. Bu yüzden sebze ve meyve salatalarını bolca tüketin.

11- Doktorlar hayatınızdaki iyi şeyleri hatırlamanız için sizi mutlu eden şeyleri bir deftere yazmanızı öneriyor. Bunları okudukça, sizi neyin mutlu ettiğini daha iyi bulabilirsiniz...

12- Düzenli yemek yiyin. Yemekler arasındaki uzun aralıklar şekerin düşmesine, dolayısıyla enerjinizin azalmasına neden olur. Günde üç kez mutlaka yemek yiyin. Gün içerisinde muz, fındık, yoğurt yemek ideal...

13- Kaslarınızı hissederek enerji sağlayın. Mesela iki elinizi göğüs hizasında birleştirin ve birbirine doğru itin. Ardından başınızın üstüne kaldırın ve bunu 5-10 defa tekrarlayın.

14- Güne iyi bir kahvaltıyla başlayın. Süt, 150 gr. yoğurt, 1 muz, tereyağ, bal, fındık ve cevizi karıştırıp yiyebilirsiniz. Bu karışım güne zinde başlamak isteyenler için ideal bir karışım.

15- Nefes alıp vermenin önemini mutlaka kavrayın. Derin nefes alıp vermek, nefes yolunuzu açacak ve daha çok enerji almanızı sağlayacaktır. Her saat üç ya da dört kez derin nefes alıp verin...

16- Cep telefonunuzu kapatın... Bırakın günün birkaç saati kimse size ulaşamasın. Gerekli olduğunda iş ve aileniz için kullanın...

17- Düzenli olun. Dağınıklık sizi strese sokacaktır. Gereksiz yere panik yaparsanız, bu stresle işleriniz yolunda gitmeyecektir. Bu kaosu yaşayıp stresinizi arttırmayın...

18- Adımlarınızı arttırın. Daha fazla yürüyüş yapın, bol bol merdiven çıkın. Olabildiğince hareketli olmaya özen gösterirseniz, kanın hızlı hareket etmesini, kaslara ve organlara giden oksijenin artmasını sağlarsınız. Bu da sizi rahatlatacaktır.

19- Magnezyum almaya dikkat edin. Sebzelerde, fındıkta ve tahıllı ekmeklerde bulunan bu vitamin size zindelik kazandıracaktır.

20- Yiyeceklerdeki enerjinin hızlı emilimini sağlayan Co-enzimQ10, vücudun ürettiği antioksidandır. Bu enzimin oluşmasını sağlayan yiyecekler de brokoli, kahverengi şeker, kepekli ürünler, soya ve fındıktır.

21- Çok kafein ve alkol uykuyu engeller ve enerji veren B vitaminini emer. Haftada birkaç kez 1 ya da 2 kadeh şarabı geçmemeye, çay ve kahve tüketimini de en aza indirmeye özen gösterin.

22- Bilgisayarla çalışırken mutlaka aralar verin. Japon araştırmacılar, bilgisayar önünde çok oturan insanlarda endişeli olma halinin arttığını, gözlerde problem yaşandığını ve beden ağrılarının çoğaldığını söylüyor.

23- Ve son olarak beyinsel anlamda rahatlamak ve yenilenmek için kendinize 20 dakika ayırın ve şunları yapmaya çalışın...

Ilık, sessiz bir yerde oturun ya da uzanın. Üzerinizde rahat kıyafetleriniz olsun ve gözlerinizi kapatın. n Nefes alışverişinize odaklanın ve nefesinizin rahat olmasını sağlayın. n Kendinizi nehir kenarında, yeşil çimenlerin üzerinde düşünün. Güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor ve siz suyun akışını duyuyorsunuz. n Suyun içinde ayağa kalkıyor, yüzünüzü güneşe dönüyorsunuz. Güneşin sizi enerjiyle doldurduğunu hissediyorsunuz. Derin bir nefes alıp, bu enerjinin içinize işlemesini sağlıyorsunuz. n Vücudunuzun ve düşüncelerinizin pozitife dönüştüğünü hissettiğinizde yavaşça gözlerinizi açıyorsunuz...

Ahmet Maranki Depresyon için Sarı Kantaron Çayı

Ciddi depresyonun kesinlikle bir psikiyatr tarafından tedavi etmesi gerekir. Hafif depresyonda ise doğal ve bitkisel maddeler tedaviye yardımcı olabilmektedir.
Hafif depresyon yaşam tarzımızı dengelemek ve pozitif enerji veren teknikleri uygulamakla kontrol altına alınabilmektedir.
Sarı Kantaron : İltihap giderici, yara iyileştirici, yatıştırıcı, antidepressif, kramp çözücü, ağrı kesici, antiseptiktir. Ciddi derecedeki depresyon hastalarının en büyük sıkıntısı olan uyku düzensizliklerini tedavi eden özellikleri vardır.

Kullanımı : 1 bardak kaynar suya 1-2 çay kaşığı kurutulmuş sarı kantaron koyup 10 dakika demlenmesini bekleyin ve sonra için. 4 ile 6 hafta boyunca günde 1 veya 2 bardak bu çaydan içilirse son derece etkili olur.
Not : Hamileyseniz sarı kantaron kullanmayın ve kullanırken şiddetli güneş ışınına maruz kalmayın. Çünkü bu bitki cildi güneşe karşı hassaslaştırmaktadır.

Ahmet Maranki Hamile Bayanlar için Öneriler

Profesör Doktor Ahmet Maranki hamileler için de doğal ve bitkisel çözüm önerileri ve önemli uyarıları :

Her kadın evlenmeden ve hamile kalmadan önce Kozmik Beden temizliğini mutlaka yapmalıdır. Cep telefonu ve bilgisayarları mümkün olduğunca kullanmayın. Çalışmakta olan çamaşır makinesinin yanında durduğunuz takdirde oluşan manyetik alan doğmamış çocuğunuzun DNA’sını bozabileceği için sağlıksız, hastalıklı ve engelli doğmasına neden olabilir .
Konsantre içecek, yiyecek, konserve ve cips gibi yiyecekleri tüketmeyiniz.
Beslenmenize çok dikkat edin. Meyve, sebze ağırlıklı beslenin. Kırmızı etten ve beyaz ekmekten uzak durun. Bunların yerine ise balık, tavuk, esmer ekmek tüketiniz.
Hamilelerin süt içmesini önermiyorum, süt yerine yerine kalsiyumu bol olan sebzelerden tüketiniz.
Temiz hava hamileler için çok önemlidir. Kapalı bir yerde çalışıyor veya bulunuyor iseniz 2-3 saatte bir mutlaka temiz havaya çıkarak oksijen alınız. Mümkün ise hafta sonlarını şehir dışında, havası temiz bir yerde geçiriniz.
Preparatlar ve destek ürünlerini kesinlikle kullanmanızı önermiyoruz.
İstanbulda bulunan Çamlıca Tepesi gibi Radyo& Tv vericilerinin bulunduğu yerlere gitmeyiniz. Buradaki elektromanyetik dalgalar bebeğinizi olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Her ay ultrasona girmeyiniz. Ultrasona girmek de çocuğunuzun gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Bol bol ayva tüketin. Ayva yemek çocuğunuzun hem güzel hem de sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
Bol bol iğde tüketiniz ve iğde ağacının etrafında dolaşınız.

Ahmet Maranki Anemi Kansızlık Bitkisel Çözümler

Kansızlık (Anemi) :

Kanda kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) bulunur. Bu kan hücrelerinin yapısında oksijenin taşınmasını ve bu hücrelerin kırmızı olmasını sağlayan hemoglobin bulunur. Nefes alırken akciğerdeki oksijen, bu hemoglobinin yapısına bağlanarak taşınır. Bu hemoglobinin kanda bulunması gereken miktarın altında olması sonucu kansızlık (anemi) ortaya çıkar. Bu olması gereken minimum değerler erkekte 13 g/dl, kadında ise 12 g/dl dir. Bunlar dünya sağlık örgütünün belirlediği değerlerdir. 6 yaşa kadarki çocuklarda 11 g/dl, 6-15 yaş arasında ise 12 g/dl’nin altında olması kansızlığın göstergesidir.
Dünyada kadınlarda görülme sıklığı yüzde 30-40, erkeklerde yaklaşık yüzde 20′ dir. Bu kansızlıklar arasında en çok görülen demir eksikliği anemisidir. Anemi hastalarının yaklaşık yüzde 90′ında görülür.
Bazı anemi hastalıkları kolayca tedavi edilebilir, bazıları ise kronik ve hayatı tehdit eder. Günümüzde moda olan çay ve fazla içilen sütte demirin tutulması ve vücuttan atılmasına neden olur.
Bilhassa günümüzde stres, migren, baş ağrısı ve gerginliklerin nedeni geleneksel alışkanlığımız olan çok içtiğimiz siyah çaydır. Çayı yemeklerden önce ya da sonra içine bir kaç damla limon ya da karanfil atarak içmeniz hem yararını artıracak, hem de demir emilimini önleyerek kansızlığa neden olmayacaktır.
Ayrıca zihin yorgunluğunun da ilacıdır. Sınava hazırlanan öğrenciler için idealdir.
Pratik bitkisel çözümler :
Çilek kökü, oğul otu, atkuyruğu, sinirli yaprak ve keklik çayları tüketilmelidir.
Havuç ve turp kabukları soyulmadan rendelenir, çiğ olarak biraz da lahana ve ıspanak doğranır. Zeytinyağı ve limon ilave edilerek salata olarak yenir.
Günde üç çay bardağı pancar suyu içilir. Kırmızı pancar bol bol yenir.
Yerelması haşlanıp yemelidir.
Bir bardak kaynar suyun içine 4-10 gram maydanoz tohumu konduktan sonra 10 dakika bekletilir, günde 2-3 bardak tüketilir.
Bir bardak kaynar suyun içine 6-8 gram ufalanmış ısırgan yaprağı konduktan sonra 10 dakika bekletilir, günde 2-3 bardak tüketilir.
Bir bardak kaynar suyun içine 2 gram ıhlamur konduktan sonra 10 dakika bekletilir, günde 3-5 bardak tüketilir.
İki kilo suyun içine 30 gram enginar yaprağı, 1 su bardağı siyah üzüm, 1 kaşık pelin otu ufalanarak konur. Orta ateşte bir saat kaynatılır. Soğuyunca süzülüp, balla tatlandırılır. Günde 3-4 bardak içilir. Bu işleme 10-15 gün devam edilir.

Zayıflamak İçin Bunları Yiyin

Bolca maydanoz yiyin!
* Belimizdeki, kalçamızdaki fazlalıklardan nasıl kurtulacağız?
Kilo değil önemli olan yağ oranıdır. Bu yağın da hangi noktada, ne kadar biriktiği önemli. Eğer size doğru diyet verilirse vücudunuzdaki yağları yakar. Bunun için de diyette belli bir oranda karbonhidrat, protein, yağ, mineral ve vitamin olması gerekiyor. '5 kilo vereyim, belimdeki yağlar gitsin' derseniz olmaz. Genel bir erime olur. Bu genel erimenin büyük çoğunluğu da yağ içermeyen, kas kaybıyla sonuçlanır. Onun için diyetinizin doğru yüzdelerle karbonhidrat, yağ ve protein içermesi lazım. Yağ yakılmasını hızlandırdığı için bu dönemde protein alımını, yani et, tavuk, balık gibi besinlerin tüketimini artırabiliriz.
* Kahvaltıyla başlayalım mı?
Tabii... 1 dilim esmer ekmek, yanında az yağlı peynir, 3-4 zeytin, domates, salatalık, sivri biber, bol maydanoz...
* Niye maydanoz?
Vücuttan su atmaya çok yardımcı oluyor. Ayrıca kadınlık hormonları üzerinde de pozitif etkiye sahip. Östrojeni tetikleyici etkisi olduğunu da biliyoruz. Bu yüzden özellikle menopoza girecek kadınlara çok veriyoruz.
Kiraz sapı suyu için!
* Peki arada ne yiyeceğiz?
20 tane kiraz. Ayrıca bu 20 kirazın sapını kopartıp cevzenin içine atın, içine 2-3 de kiraz katın. Kaynatın... Suyunu için. Bütün aktarlar bilir. Diüretik etkiye sahiptir. Yani vücuttan fazla suyun atılmasına yardımcı olur.
* Peki belde ne kadar bir fazlalık normaldir?
İki parmağınızın arasına girebilecek 5 santimlik fazlalık normaldir. Eğer iki parmağınızın arasına sıkıştırdığınız et 5 santimi geçtiyse fazladır.
* Peki yemeğe dönersek... Öğlen ne yiyeceğiz?
4 kaşık sebze yemeği.
* Sadece 4 kaşık mı?
(Gülüyor) Tamam tamam, yarım tabak diyelim. Moral bozmayalım. Yarım tabak, az miktar ayçiçek yağıyla pişmiş zeytinyağlı taze fasulye yiyebilirsiniz mesela. Yanında 100 gram, yani bir avuç içi kadar ızgara et ve bol yeşil salata.
* Peki ben et yememeğe çalışıyorum. Yerine ne yiyebilirim?
Mantar yiyebilirsiniz.
* Yerini tutar mı?
Tam olarak tutmaz. Yerine yarım tabak barbunya pilaki, yeşil mercimek ya da nohut ve fasulye yiyebilirsiniz.
4 dilim ekmek serbest!
Bu diyette hiç ekmek yok mu?
(Gülüyor) Kahvaltı dışında yok. Ekmek yiyerek boşuna kalori almak yerine, o kaloriyi başka bir besinden alıp daha yüksek moralle diyete devam edebilirsiniz.
* Bir dilim ekmek kaç kalori?
Eğer kepekli ise 50, kepeksizse 64-70 kalori kadar...
* Peki ama ben ekmeksiz bir yemek düşünemiyorum...
Sizin kilonuzda, yapınızda bir insan 'Ben ekmekten vazgeçemem' derse, 'Tabii hay hay. Hiç mahsuru yok' derim. Asla eziyet etmem. Ama ara öğünlerde bisküvi vermem. Meyveden gelecek karbohidratı biraz azaltırız veya makarna-pilav yerine ekmek koyarız. Ekmeği eksik etmeyiz.
Bunun yerine, 'Zeytinyağlının ve salatanın yanına kepek ekmeği ye' derim. Çünkü glisemik endeksi daha düşük. Kepek ekmeği yiyenleri uyaracağımız tek şey şu: Demir eksikliği anemisi olmaması. Demir eksikliği kepek ekmeği yendiğinde daha da artıyor. Onlara çavdar ekmeği veriyoruz.
* Günde kaç dilim ekmek yiyebilirim?
Normalde bir kadının alması gereken kalori miktarı 1100 ile 1500 arasıdır. Sizin 1300 kalori almanız gerekiyorsa, kahvaltıda zaten ekmek veriyoruz. Öğlen 1-2 dilim koyarsak, günde 4 dilim ekmek yiyebilirsiniz. Bu da toplam 200 kalori demektir. Siz kalkıp makarna yiyecekseniz eğer, 1-2 dilim ekmek yerine koyuyoruz onu. Yarım tabak sebzenin yanında, yağsız pişirip üzerine sarımsaklı yoğurt kattığınız makarna yiyebilirsiniz. Böylece hem kalorinizi düşürüp beldeki yağları kırmayı sağlarız hem de sevdiğiniz gıdaları almış olursunuz.
VATAN

Kadın Hastalıkları (Jinekoloji) Jinekolojik Kontrol ve amaçları



Amaç: Jinekolojik kontroller ülkemizde halen rutine yerleşmemiştir. Yani birçok kadın hala bir problemi olduğunda jinekologa gider. Bu kontrollerin amacı özellikle rahim ve yumurtalıklarla ilgili sorunları ortaya koymak ve varolan sorunların takip edilmesidir. Bilindiği gibi rahim ve yumurtalıklar karın içinde yerleşmiş organlardır ve sorunları her zaman bir belirti vermeyebilir. İlaveten her ay sürekli değişim gösteren bu organlarda erken devrede saptanan sorunların önüne geçilmesi daha kolay olmaktadır.

Ne zaman başlamalı ve ne sıklıkta yaptırılmalıdır ?

İlk adet kanaması olan kızların senede bir defa kontrolü yeterlidir. Evlenmiş veya cinsel yaşamı başlamış olan kadınlarda ise 6 ayda bir jinekolojik kontrol yaptırması önerilmektedir. Herhangi bir sorun açısından takip yapılıyorsa bu aralıklar hekim tarafından sıklaştırılabilir.

Jinekolojik kontrolde hangi organlar kontrol edilmektedir?

Jinekolojik muayenede vagina dış ve iç bölgesi, rahim dış kanalı, rahim ve yumurtalıklar kontrol edilmektedir. Ayrıca her jinekolojik kontrolde meme muayenesi(memede kitle ve sıvı gelmesi kontrol edilir) ve tiroid bezi(guatr açısından) kontrol edilmektedir. Senede bir vaginal smear testi yaptırılması önemli bir konudur. Zira cinsel hayatı başlamış olan kadınlarda bu test özellikle rahim dış kanalı kanseri açısından kolay, ucuz bir testtir. Her jinekolojik muayeneye ilaveten jinekolojik ultrasonografi yapılması da önemlidir. Çünkü özellikle klolu kadınlarda rahim ve özellikle yumurtalıkların normal büyüklükte olup olmadığını bildiren en önemli yöntemdir.

Kontrollerde hangi testler yapılmalıdır ?

Herhangi bir sorun saptanmamışsa senede bir vaginal smear testi ve ultrasonografi muayeneye ilaveten yapılabilir. Menopozda ve 40 yaş üzerindeki kadınlarda senelik mamografi de yapılmaktadır. Özellikle yakınlarında meme kanseri saptanan kadınlarda 30 yaşından itibaren periyodik mamografi yapılması önerilmektedir. Bunun dışında soruna yönelik testler hekim tarafından size önerilecektir.

Bitkisel Çaylar

Bitki Çayları

Adaçayı

Mide va bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir. İdrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa; zindelik verir. Günde, 3 kahve fincanından fazla içilmemelidir.

Böğürtlen

Dikenli ve çalı görünümünde bir bitki. Ekilmemis yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarında çok bulunur.Meyva birçok meyvanın oluşturduğu bileşik küre biçimindedir. Kullanılan kısımları yaprakları ve çiçek tomurcuklarıdır. Yapraklar çiçek açmadan toplanır, gölgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabız edici özelliği olmakla beraber; diş etleri, bademcik ve boğaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanılmaktadır.

Dağçayı

Sideritis Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler.

Ihlamur

Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanılır.Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır. Balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır. Kan dolaşımını düzenler.

Kuşburnu

Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

Melissa

Yapraklar yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sahiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. Baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay halinde kullanılır.

Nane

Yapraklari çay halinde yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, bulantıyı giderici olarak kullanılır. Bunun yanında çeşitli ilaçların terkibinde kullanıldığı gibi, yaprakları çiğ veya kurutulmuş olarak yemeklere konur. Nane esansı, çok miktarda zehir etkili olmasına karşılık az miktarı mide ağrılarına ve bulantılara karşı kullanılabilir. Nane uçucu yağı da oldukça fazla kullanılan bir yağdır.

Papatya

Çiçek durumu başları, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur.Çay halinde sabahları aç karnına bir bardak içilebilir. İdrar çoğaltıcı, iştah açıcı, yatıştırıcı ve gaz söktürücü etkilere sahiptir. Basur memelerinde ağrı kesici, tedavi edici etkiye sahiptir. Boyar madde olarak da kullanılır.

Rezene

Foeniculi Midevi, gaz söktürücü ve süt artırıcıdır.
salepÖksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.

SinamekiMemleketimizde çok kullanılan müshil ilacıdır. Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.

Ekekler Ne İster

Birçok kadın erkekleri basit ihtiyaçları olan, kolayca tatmin oluveren yaratıklar olarak görür. Kadınlara göre erkekler birkaç öpüşmeden ve aşk oyunundan sonra bolşalırlar. Hatta birçok kadın onları bu nedenle kıskanır. Ama istisnalar dışında erkekler böyle değildir. Onlar için de cinsel birleşme öncesi aşk oyunları çok önemlidir. Sevişmenin başarısı orgazm sayısı ile değil, getirdiği tatmin ve mutlulukla ölçülür. Birkaç kez orgazma ulaştığı halde yeterli derecede tatmin ve mutlu olamayanlar çoktur. Bunun da nedeni birleşme öncesinde iki kişi arasındaki iletişimin, ortamın, sevginin ve aşk oyunalarının yetersizliğidir. Sevişme ve cinsel birleşme yalnızca bedensel ihtiyaçları değil, duygusal ihtiyaçları da karşılamalıdır. Erkek de en az kadın kadar beğenildiğini, sevildiğini, istendiğini bilmek ister. Kadınlar sevişme sırasında aktif olmayı ayıp saydıklarından ya da bunu tamamen erkeğin görevi olarak gördüklerinden sevişmede atak olmak, her iki eşe de zevk vermek işini erkeğe yüklerler. Birçok kadın, kendisine ve eşine zevk vermek konusunda bedenini teslim etmekten öte bir çaba göstermez. Kadının bedeni erkeği uyarabilir ama onun tatmin olmasına yetmez.
Çok güzel bir kadınla yatmaya heveslenip de hevesi kursağında kalan erkekler çoktur. Bu yüzden, kadının da aktif olarak sevişmeye katılması, hevesli olması ve sevgi göstermesi gereklidir erkek için.

Erkekler de ilgi ister

Her kadın bir erkeğin dikkatini nasıl çekeceğini, gizli zevkler vaadetmesini, isteğini belli etmesini, davranışlarıyla umut vermesini bilir. Ama sadece bir erkeği elde etmek istediğinde ya da bir başka kadınla rekabet ettiğinde bu davranışları uygular. Bir erkeğin kedisini sevdiğine emin olduğunda onun isteğini ve zevkini artırmak için böyle davrandığı ender görünür.
Oysa erkekler de tıpkı kadınlar gibi arada sırada da olsa baştan çıkarılmak isterler. Bir erkeği tanımak demek onu nelerin uyardığını bilmek demektir. Gidip kucağına oturmak, karşısında çekici biçimde soyunmak, arzu dolu bakmak, sevgi dolu sözler söylemek ya da bir sürü başka şey cinsel heyecan uyandırabilir onda.
İlk adım erkeğin atması gerektiği düşünülür ama bunun böyle olması gerekmez. İlk adımı atmak demek kişinin sevgisini ve isteğini eşine belli etmesi demektir, bu kadar basit. Bunda utanılacak, küçük düşülecek birşeyler de yoktur. Gerçek cinsel birleşmeden hemen önce yapılan ön oyunlar sevişmenin en önemli bölümü sayılabilir. Çünkü bu ön oyunlar sırasında kadın ve erkek birbirlerine duydukları sevgiyi anlatırlar. Sevişmenin duygusal bakımdan doyurucu olması büyük ölçüde buna bağlıdır. Erkek iyi seviştiğini, eşinin isteğini çok yüksek noktalara kadar uyarabildiğini duymak ister, tabi eğer öyleyse. Oysa kadınların çoğu sevişmekten hoşlandığı ve eşi ona büyük zevk verdiği halde bunu açıkca belirtmekten çekinir. Eğer zevk almıyorsa alıyormuş gibi numara yapması ne kadar saçmaysa, zevk aldığı halde bunu belirmemesi de o denli saçma bir davranıştır. Çünkü kadın ne kadar hevesle karşılık verirse sevişmeden kendi aldığı zevk de eşine verdiği zevk de o denli artar

Ona iltifat edin

Kadın kendi bedeninin zevk verdiğini, teninin yumaşaklığından, göğüslerinin dolgunluğundan, kalçalarının kıvrımından hoşlandığını hep duymak ister de erkeğinin de böyle istekleri olabileceğini düşünmez nedense. Oysa erkek de görünüşünün, omuzlarının genişliğinin karnının düzlüğünün, bacaklarının adelesinin, teninin kokusunun beğenildiğini duymak ihtiyacındadır. Görünüşü yakışıklı olmasa da mutlaka güzel bir tarafı vardır ve bu tarafın beğenildiğini duymak erkeği çok mutlu eder. Aşk oyunlarına tam olarak katılan bir kadın eşinin bedenini ne kadar beğendiğini, sevdiğini, heyecanlandırdığnı göstermelidir. Duydukların dokunarak, kelimelere dökerek ifade etmeyi öğrendikçe eşini fiziksel bir varlık olarak daha iyi tanımaya ondan daha çok zevk almaya başlar.

Öpüşmeler bile çeşitlidir

Her erkek başkadır. Her sevişme olayı da her konuşma olayı gibi başka başka olur. Her erkeğe bilinmeyen önceden araştırılmamış ya da keşfedilmemiş birşey gibi bakmak en iyi sonucu verir. Yine de hemen hemen her erkekte duyarlı olan bazı bölgeler vardır. Dudaklar, ağzın için, dil hem kadınlarda hem de erkeklerde ortak olan en duyarlı yerlerdir. Sevişme de genelllikle bu organlar yoluyla başlar. Sevişmede öpüşme çok önemlidir. Öpüşmenin de bir sanatı üslubu vardır. Bazı öpüşmeler, çok uzun ve erotik, şefkatli, bazıları romantik, bazıları vaat dolu olur. O andaki havaya göre her seferinde değişik bir öpüşme tarzı uygulanır. Dudaklar ve dil gövdenin başka taraflarını okşamak için de kullanılır. Örneğin kulak memelerini hafif hafif ısırmak erkeği çok çabuk uyarır. Erkek enseninin, boynunun, omuzlarının, sırtının, kalçalarının, göbeğinin okşanmasından da hoşlanır. Canı yanmadığı sürece ısırılma da hoşuna gider.
Göbek deliği ile bacakların üst iç bölümleri de genellikle duyarlı olur. Erkek gödesinin en duyarlı organları isi penis ile testis torbalarıdır. Aynı zamanda en çabuk incinen yerler de yine bu organlardır. Özellikle testis torbaları çok çabuk acır, ama hafifçe okşandıklarında –el ya da ağızla- erkeğe çok büyük zevk verirler. Bazı erkekler penislerine dokulunmasını istemezler, çünkü meni akımını denetim altına alamazlar. Ama tecrübeli ve kendilerini tutabilin erkekler, penisinin elle okşanmasından büyük zevk aldıklarını söylerler. Aşk oyunlarından zevk almak demek, eşlerin birbilrinin cinsel fantazilerini benimseleri ve bunları kullanmaları demektir.

Erken boşalma nasıl önlenir?

Erkek orgazma çok çabuk ulaşabilir. Oysa bu süre kadın için çok daha uzundur. Kadının orgazma ulaşabilmesi için aşk oyunları mutlaka gereklidir. Bu erkeğin orgazmını da daha zevkli kılar. Erkeğin orgazm anını iyi ayarlaması kendini kontrol edebilmesi şarttır. Eğer erkek daha eşi penisini okşarken menisi geliyorsa, yani erken boşalıyorsa bunun bir yolu var. bu konuda sabırlı olmak da kadına düşüyor. Masters ve Johnson’un bulduğu ve çok etkili olan bu yöntem şöyle: Erkek tam meni akıtmak üzereyken kadın baş parmağını penis ucunun içe (karına) bakan kısmına bastırır. İşaret parmağı ve orta parmağıyla da sağlı sollu iki dış yanı sıkıştırır. İki üç saniye elini hiç kıpırdatmadan sıkarsa erkek meni akıtmak isteğinden kurtulur. Ama erkekğin akımı önceden hissetmesi, kadının sıkmaya yeterince erken başlamasını gerektirir. Başlangıçta oldukça zor bir yöntem ama giderek güzelleşen ve tatmin edici bir cinsel yaşam böyle bir sıkıntıyı göze almaya değer.
Toplum içindeki günlük yaşantımız her türlü yasak, görenek, gelenek ve baskıyla öyle doludur ki gerçekten sevdiğimiz bir kişiyle başbaşa kaldığımızda bile engelleri yakımak öyle kolay değildir. Ama istediğini söylmeyi ve yapmayı yavaş yavaş öğrenmek, iki kişi arasında derin bir yakınlık gittikçe gelişen bir güven ve sevgi yaratır.Erkekler Ne ister - Erkeklerin kadınlardan beklentileri nelerdir uzman doktorlar ve erkek için kadınlar arkadaşlık nasıl olur erkekten paramı yoksa aşkmı beklerler.

Kaynak:gelinlikciler

Kadınlar için alışveriş bahaneleri

“Parmaklarımın hiç kırışmamış bir torbanın sapını kavradığı saniye, içindeki gıcır gıcır şeyler senin olduğu an. Nasıl mı? Günlerce aç dolaştıktan sonra tıka basa tereyağlı sıcak ekmek yer gibi. Erkenden uyanmak ve aslında hafta sonu olduğunu hatırlamak gibi. Sevişmenin güzel dakikaları gibi. Hafızandaki her şeyin silindiği an. Tamamıyla bencilce yaşanan bir zevk.”
Kim alışveriş anını böyle tarif edebilir ki? Elbette bir alışveriş bağımlısı. Daha net olmak gerekirse Rebecca Bloomwood. Dün gösterime giren Bir Alışverişkoliğin İtirafları adlı filmin baş karakteri. Fakat alıntı filmden değil, kitaptan. Sophie Kinsella’nın aynı adlı birkaç kitaplık serisinden...
Alışverişkolik (orijinal metinde shopaholic), alkolikten türetilmiş, bilimsel olmayan bir kelime. Alışveriş bağımlısı demekten daha pratik ve daha vurucu. Oysa tıbbi ve elbette Yunanca bir karşılığı var: Onyomanya (oniomania). Onyos satılık-satın alma, manya saplantı, mani, akıl hastalığı demek. İlk kez 1915’te tanımlanmış ancak uzun süre görmezden gelinmiş bir rahatsızlık, 60 yıl kadar. Bugün hastalık değil, davranış bozukluğu olarak kabul ediliyor. İmpulsif kompulsif (engellenemez) satın alma davranışı...
Alkolizm veya uyuşturucu bağımlılığı gibi bağımlılıkların yanında hafife alınıyor olsa da, onlar kadar ciddi sonuçlar doğruyor. Alışveriş bağımlısı olanlar eşlerine ve çevrelerine sürekli yalan söylüyor, satın aldıklarını ve kredi kartı ekstrelerini saklıyor, işyerindeki bilgisayarda sürekli alışveriş sitelerini gezdiklerinden verimleri düşüyor, ellerindeki bütün kredi kartları limitine dayandığından finansal olarak çöküyor, duygusal olarak dengesizleşiyorlar.
Buna karşılık tedavisi madde bağımlılıklarından daha kolay, çünkü fiziki bir bağımlılık yok aslında, her şey psikolojik. Ve bir alışkanlığın değişebilmesi için insanın 3 ila 6 ay kadar kendini kontrol etmesi gerekiyor.
Bizde pek çok şeyin olmadığı gibi bunun da rakamsal verileri yok ama ABD’de nüfusun yüzde 8.9’unun alışveriş bağımlısı olduğunu biliyoruz. Kadın ya da erkek ayırt etmiyor. Rakamlar saplantılı biçimde alışveriş yapanların sayısının Avrupa’da da arttığını gösteriyor. “Alışveriş Yapıyorum Öyleyse Varım: Kompulsif Satın Alma ve Kendini Arayış” adlı kitabın yazarı, psikolog April Benson; çalışmak yerine sürekli internetten alışveriş yaptığı için işten atılan hastaları olduğunu söylüyor. Bu nedenle bozulan evlilikler var. Erkeklerde alışveriş bağımlılığı genellikle koleksiyonerlik şeklinde tezahür ediyor.
Uzmanlar, alışveriş bağımlısı olmaktan şüphelenenlerin kendilerine şu soruları sormasını tavsiye ediyor: Alışverişe ne kadar zaman harcıyorum, niçin alışveriş yapıyorum, alışveriş yaparken ve yaptıktan sonra ne hissediyorum, almak istediğim şey bana ne gibi bir fayda sağlayacak?

SIK GÖRÜLEN ALIŞVERİŞ BAHANELERİ

Her yer indirimde, fırsatı kaçırmamak lazım.
• Dolapta giyecek hiçbir şey kalmamış.
• Sevgilim beni terk etti.
• Akşam yeni biriyle randevum var.
• Depresyondayım.• Patronumla kavga ettim.
• Kilo aldım, dolaptaki hiçbir şey üzerime olmuyor.
• Yeni sezon açıldı, bir bakmak lazım.
• Yeni kredi kartım geldi, deneyeyim.
• 500 lira daha harcarsam, o ayakkabıyı alacak ya da New York’a bedava uçacak kadar hediye puanım birikmiş olacak.
• Kendimi şımartmam lazım.
• Canım çok sıkıldı, yapacak başka bir şey yok.
• Kimse alışveriş yapmazsa ekonomik krizden nasıl çıkacağız.
• Birden yağmur bastırdı, şu mağazaya sığınayım.

BELİRTİLERİ NELER
Diğer kompulsif davranış bozukluklarında olduğu gibi alışveriş bağımlılığından mustarip olan kişinin de ruhsal olarak inişleri ve çıkışları oluyor.

Sophie Kinsella’nın bundan sekiz yıl önce yayınlanan ilk Alışverişkolik kitabının her satırında halime şükretmiştim. Kitabın kahramanı Rebecca Bloomwood, hayatının kontrolünü o kadar kaybetmiş, o kadar sarsak ve çaresizce alışveriş bağımlısı bir kadındı ki, kıyaslamak için yanına kimi koysanız başarılı gözüküyordu. Şimdi filmi beyazperdede. Dün gösterime giren Bir Alışverişkoliğin İtirafları, her ne kadar kitaptan farklı olsa da aynı ana omurga üzerinde yükseliyor: Durdurulamaz alışveriş saplantısı yüzünden işini, ilişkisini, saygınlığını ve tüm parasını kaybeden bir kadını anlatıyor. Romantik komedi türünün tercih edilmiş olması, göğsünüzdeki ağırlığı bir miktar kaldırsa da alışveriş bağımlılığı bugün büyük bir problem. Sadece ABD’de alışverişkolik sayısının 17 milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Bundan yaklaşık yüz yıl önce tanımlanan rahatsızlık uzun süre görmezden gelindi. Bugün bir davranış bozukluğu olarak kabul ediliyor. Siz de bir alışveriş bağımlısı olduğunuzdan şüpheleniyorsanız filme gidin, bir mağazadan içeri girdiğinizde kontrolünüzü nasıl kaybettiğinizi beyazperdede görün. Belki de bir faydası olur, kim bilir!

KOSTÜMLERDE YİNE PATRICIA FIELD’IN İMZASI VAR BAĞIMLI MISINIZ DEĞİL MİSİNİZ

Test edin, görün

Eğer dolabınızda etiketi bile üzerinde duran, hiç giyilmemiş giysiler varsa, bitirmeye fırsat bulamadığınız kozmetik ürünleri koyacak yer bulamıyorsanız veya haftada bir kucak dolusu CD alıyorsanız aşağıdaki testi yapsanız iyi olur. Ben yaptım, bağımlı olmak üzeresiniz diye bir sonuç çıktı. Bir ihtimal daha varmış; karşıma çıkan avantajlı fırsatları kaçırmak istemiyor olabilirmişim. Testin orijinalini http://ynr.blogthings.com/areyouashopaholicquiz/ adresinde bulabilirsiniz. Bilimsel olduğunu iddia etmiyorum, itinayla altını çizerim.
1. Kalbiniz kırılmışsa, yeni bir gardırop kurmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar mı?
a. Olabilir, perakende terapisi tamamen safsata olamaz.
b. Kesinlikle, yeni erkeklerle tanışmak için yeni giysiler gerekir.
c. Asla, maddi şeyler aşkın yerini tutamaz.
2. Acil durumlar için biriktirdiğiniz para sizi ne kadar idare edebilir?
a. Acil durum parası nedir?
b. Birkaç ay.
c. En az altı ay.
3. Para harcadıkça ödül kazandıran yeni bir kredi kartı almanız için ısrar ediliyor. Siz:
a. İlgilenmezsiniz, bir iki kredi kartı size yetiyor.
b. Başvuru formunu okur, ödüller iyiyse ilgilenebilirsiniz.
c. Hemen imzayı basarsınız.
4. Dışarıda yemek yeme sıklığınız:
a. Haftada bir iki kez
b. Ayda bir iki kez
c. Neredeyse her gün
5. Cumartesi öğleden sonra ne yaparsınız?
a. Kız arkadaşlarınızla takılırsınız.
b. Evde oturursunuz veya sevgilinizle buluşursunuz.
c. Alışveriş merkezine gidersiniz.
6. Çok şeker bir elbise buldunuz. Fiyatı 500 liradan 100 liraya düşmüş ama size iki beden küçük:
a. Hemen rejime başlamaya karar verir ve satın alırsınız.
b. Elbiseyi isteyecek bir arkadaşınız olup olmadığını düşünürsünüz.
c. 100 lira zaten bir elbiseye vermek için çok para deyip bırakırsınız.
7. İnternetten alışveriş ile aranız nasıl?
a. İndirimde bir şeyler var mı diye arada bir bakınıyorsunuz.
b. Kredi kartı numaralarınızı ezberlediniz bile.
c. İhtiyacınız olan şeylere uygun fiyatla sahip olmak için muhteşem bir araç.
8. En sevdiğiniz mağazaya girdiğinizde:
a. En uygun fiyatlı ürünleri bulacağınız bölümü ezbere bilirsiniz.
b. Uzun süre kullanabileceğiniz klasik parçalar alırsınız.
c. Orada çalışan herkes adınızı ve bedeninizi ezbere bilir.

Kaynak: Hürriyet

Kadın İçin Kolay Zayıflama Yolları

Bir an önce forma girmek istiyorsanız, vereceğimiz küçük tüyoları dikkatlice okuyun çünkü bu sayede istediğiniz gibi formda bir vücuda sahip olabilirsiniz.

Canlanın.
Günlük işlerinizi yaparken hareketli olun ve gideceğiniz yerlere mümkün olduğu kadar yürüyerek gidin. Örneğin kuru temizlemeciye giderken canlı ve hızlı bir tempoyla 30 dakika yürüdüğünüz zaman yaklaşık 120 kalori yakabilirsiniz. Bu, araba kullanmakla yakacağınız kalori miktarının tam iki katına eşittir.

Çok yağ yaktıran kaslarınızı çalıştırın.
Ne kadar çok kasınız çalışırsa, yaktığınız kalori miktarı o kadar çok demektir, sadece oturuyor olsanız bile. Eğer amacını yağlarınızdan kurtulmaksa, en çok yağ yakmanızı sağlayacak kaslarınızı çalıştırmanız gerekiyor ki; bunlar baldır, kalça ve göğüs kaslarınızdır.

Sık sık hareket edin.
Yapılan araştırmalar kendiliğinden gerçekleşen fiziksel aktivitelerin de kalori harcamanızı sağladığını gösteriyor. Örneğin ayak uçlarını yere vurmak ve elleri hareket ettirmek günde ekstradan 800 kalori yakmanızı sağlıyor.

Aktif olun.
Pasif misyoner pozisyonundan vazgeçin. Şehvetli bir sevişme dakikada 4,5 kalori yakmanızı sağlar.

Gücünüzü arttırın.
Aerobik çalışmanızda daha fazla kalori yakmak için ya yaptığınız egzersizin şiddetini ya da hızınızı arttırın. Örneğin koşu bandında çalışıyorsanız, yokuş çıkmak 50 kalori daha fazla yakmanızı sağlayacaktır.

Müzik dinleyin.
Müzik dinlemek, spor yaparken çok motive edici bir etkendir. Yapılan araştırmalar, müzikle egzersiz yapanların yüzde 25 daha uzun süre spor yaptıklarını gösteriyor. BU da doğal olarak daha çok kalori yakmanız anlamına geliyor.

Isının ve gevşeyin.
En istekli insanlar bile iş, egzersiz öncesi ve sonrası yapılan 5 – 10 dakikalık ısınma ve gevşeme hareketleri sırasında da kalori yakacağınızı biliyor musunuz? Örneğin yüzmeyle uğraşan biri, bu sırada fazladan 90 kalori yakabilir.

Daha çok yiyin.
Kalorilere, onları yıkmak için ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Eğer uzun süre yemek yemezseniz, vücudunuz açlık alarmı verir ve metabolizmanız daha az kalori harcamak için yavaşlar. Bu yüzden öğün aralarında bir şeyler atıştırmaktan çekinmeyin. Yalnız bu yediklerinizin, salatalık, yoğurt gibi kalorisi düşük besinler olmasına dikkat edin.

Erkeğinize masaj yapın.
Bir saat süren uzun ve keyifli bir masaj yaparak 230 kalori yakabilirsiniz. Üstelik masaj sonrası geçireceğiniz tutkulu bir saat sırasında da 270 kalori yakabilirsiniz. Böylece hem eğlenceli birkaç saat geçirmiş hem de tam 500 kaloriden kurtulmuş olursunuz.

Doğru yöntemi kullanın
Yaptığınız egzersiz ne olursa olsun, iyi sonuç almak için doğru bir şekilde yapmalısınız. Örneğin, kardiyo makinesinde kullandığınız teknik zayıfsa, bu harcadığınız kalorinin de az olmasına yol açar. Yapılan en yaygın hatalardan biri de merdiven çıkarken parmaklıklara tutunmaktır. Bu şekilde bacaklarınız yeteri kadar ağırlık taşımaz ve gereken eforu sarfedemezsiniz. Merdiven çıkarken dik durup, parmaklıklardan sadece denge sağlamak için yararlanmanız gerekir.

Duş öncesi egzersiz yapın.
Tuvaletin önünde durup, bir ayağınızı klozet kapağının üzerine koyun ve elinizle lavabodan destek alın. 15 kez oturup, kalkma egzersizi yapın. Daha sonra bacak değiştirip, hareketi tekrarlayın. Tek bacakla yapılan çömelme hareketi, iki bacakla yapılana göre daha çok kas yapar ve bu şekilde güz içinde daha çok kalori yakmış olursunuz.

Periyodik olarak yürüyün.
Sürekli yürüyenler yağ rezervlerini kullanırlar. Eğer sürekli yürümüyorsanız, hızlı tempolu yürüyüşünüz sırasında 5 dakikalık yürüme molası verin.günde sekiz saat yürürseniz, ekstradan 100 kalori yakabilirsiniz.

İkişer ikişer çıkın.
Asansör yerine merdiven kullanmanın kalori yakmaktaki yararı bilinen bir gerçek. Ancak basamakları birer birer yerine ikişer ikişer çıkarsanız, yüzde 55 daha fazla yağ yakmanız mümkün.

Çılgınca öpüşün.
Öpüşmek çok hoş bir kalori yakma yöntemi. Bir de işin içine tüm vücudunuzu katarsanız, yaktığınız kalori miktarı daha da artar.

Hızınızı arttırın.
Kardiyo çalışmalarınıza kısa süreli, turbo çıkışlar eklerseniz daha fazla kalori yakabilirsiniz. Örneğin bisiklete biniyorsanız, 10 kez bu tür çıkışları yapabilirsiniz. Böylece ekstradan 120 kalori yakabilirsiniz. Önce koşu temponuzda 2 dakika koşun. Sonra 1 dakika için hızınızı arttırın. 2 dakika için normal temponuza geri dönün, sonra yeniden hızlanın.Bu şekilde devam edebilirsiniz.

Kendi yemeğinizi kendiniz yapın.
Dışarıdan sipariş etmek yerine kendi yaratıcılığınız kullanmanız da yarar var. Mutfakta geçirdiğiniz bir saat yaklaşık 150 kalori yakmanızı sağlayacaktır. Blender yerine, el mikseri kullanabilirsiniz.

Farklı egzersizler deneyin.
Güçlendirici egzersizler ve kardiyovasküler egzersizi birleştirdiğinizde, normalden iki kat daha fazla kalori yakabilirsiniz. 5 dakika kardiyovasküler egzersizle başlayıp, güç gerektiren egzersize geçebilirler, daha sonra birkaç dakika için tekrar kardiyovasküler agzersiz yapabilirsiniz. Bu şekilde değişiklikler yaparak devam edebilir, 5 dakika kardiyo egzersizle çalışmanızı tamamlayabilirsiniz.

Ev işinden kaçınmayın.
Ne kadar sıkıcı olsa da en azından yakacağınız kalorileri düşünüp, temizlik yapabilirsiniz. Toz almak, yerleri silmek, süpürmek, yatakları toplamakla geçireceğiniz bir saat 200 kalori yakmanızı sağlayabilir.

Benzininizi kendiniz doldurun.
Görevlilerden rica edip, kendi işinizi kendiniz yapabilirsiniz. Böylece 25 kalori yakabilirsiniz.

Günde iki kısa egzersiz yapın.
Sabah ve akşam saatlerinde 20’şer dakikalık iki kısa egzersiz yaparsanız, metabolizmanızın egzersizden sonraki birkaç saat içinde canlı kalmasını sağlarsınız. Bu şekilde taktığınız kalori miktarı da ikiye katlanır.

Susuz kalmayın.
Su ihtiyacını karşılamak, daha uzun süre egzersiz yapmanızı, dolayısıyla kalori yakmanızı sağlar. Egzersiz sırasında vücut ağırlığınızın yüzde1’i oranında su kaybederseniz, daha çabuk yorulup, pes edersiniz.

Aktiflikten vazgeçmeyin.
Erkek arkadaşınızla buluştuğunuzda, size ne yapmak istediğinizi sorarsa, dans etmeye gitmek gibi aktivite seçin. Böylece saatte 180 kalori yakabilirsiniz. Ya da yüzmek, bowling oynamak gibi daha sportif faaliyetleri önerebilirsiniz.

Duruşunuzu düzeltin.
Oturabileceğiniz yerlerde asla yatmayın, ayakta durabileceğiniz yerlerde oturmayın ve dik durmaktan vazgeçmeyin. Çünkü bütün bunlar kaslarınız çalıştıran aktivitelerdir ve kalori yakmanızı sağlar.

Kaynak: ekolay.net